Prof. Dr. Baltacı, Sosyal İzolasyon Sürecini Çeşitli Yönleriyle Değerlendirdi

24.04.2020

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı ve aynı zamanda Pamukkale Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (PDREM) Müdürü Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, sosyal izolasyon sürecinin kişiler üzerine etkisi ve bu süreçte yapılması gerekenleri çeşitli yönleriyle değerlendirdi.

Sözlerine, salgın sürecinin tüm insanları olumsuz etkilediğine vurgu yaparak başlayan Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, travmatik olaylarda yoğun kaygı, korku, üzüntü, umutsuzluk, çaresizlik ve öfke duygularının yaşanabileceğini söyledi. Belirsizliklerin olduğu bu süreçte bireyler durumu yaşamı tehdit olarak algıladığında beyinin acil durum moduna geçtiğini ve beynin düşünebilen, akıl yürüten, muhakeme yapabilen üst düzey işlevlerinden sorumlu olan kısmının devre dışı kalarak daha ilkel olan “savaş, kaç ve donma”  tepkilerinin ortaya çıkabildiğini ifade etti. Bu durumda bireylerin kendilerini korumaya yönelik olarak daha dürtüsel davranabileceklerini belirtti. Örneğin, sokağa çıkma kısıtlamasının duyurulduğu ilk akşamda insanların kontrolsüzce alışveriş yapmalarının bu şekilde açıklanabileceğini söyledi. Herkesin kaygı derecesinin ve kaygının altında yatan nedenlerin farklılık gösterdiğini hatırlatan Prof. Dr. Baltacı, bazı insanların işini kaybetme kaygısı yaşadığını, bazılarının işe giderken girdiği ortamlarda virüs bulaşma kaygısı yaşadığını bazı insanların ise yaşlı olan yakınlarının bu virüse maruz kalma kaygısı yaşadığını ifade etti.

Sosyal izolasyon sürecinde insanların sosyal aktivitelerini kısıtlayıp zamanın çoğunu evinde geçirmeye başladığını ve bu düzende yeni bir rutinin oluşturulmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı sabah uyanıldığında kıyafetlerin değiştirilmesinin, kişinin öz bakımına dikkat etmesinin, sanki evde çıkacakmış gibi kişinin kendine özen göstermesinin durumu normalleştirerek kaygı ve stresi azaltabileceğini belirtti. Bu dönemi verimli geçirmeye çalışmak gibi kişinin kendini şartlandırmasının, “meli”- “malı”larla hareket etmenin kişiyi yine strese sokabileceğinin hatırlatan Prof. Dr. Baltacı, daha önce başlanan ancak yoğun iş temposundan dolayı vakit ayırmakta güçlük çekilen hobilerin devam ettirilmesi ve yeni şeyler öğrenilmesinin kişinin kendini daha iyi hissetmesi için önemine değindi.  Yaşanan bu sürecin sosyalleşmekten kopmak olmadığını, sadece fiziksel mesafeye dikkat etmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı internetin sağladığı avantajlardan faydalanarak kişinin yakınlarıyla görüşmesinin, “sosyal bağlarının korumanın” ruh sağlığını korumasındaki önemine dikkat çekti. Gerginlik ve kaygının yüksek olduğu durumlarda kişilerin rahatlamak için nefes ve kas gevşetme egzersizleri yapmalarının stres seviyesini aşağılara çekeceğini belirten Prof. Dr. Baltacı, salgınla ilgili haberleri izleme sıklığını azaltmak ve özellikle bu haberleri güvenilir kaynaklardan almaya özen göstermenin yine yaşanılan kaygı ve stresi azaltacağını söyledi. Ayrıca herkesin geçmişte yaşadığı zor zamanlarda sahip oldukları kaynaklarını ve başa çıkma yollarını hatırlamalarını, bu zor zamanlarda onları kullanmalarını önerdi.

“Kişinin Kendine Özel Zamanlar Yaratabilmesi Ruhsal Açıdan Çok Önemli”

Sosyal izolasyonla birlikte kişilerin aileleriyle beraber evinde daha fazla vakit geçirdiği şu zamanlarda elbette çocuk, ebeveyn ya da eşler arasında bir takım sorunlar ve anlaşmazlıklar yaşanabildiğine değinen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, karşı karşıya kalınan çocuk ya da yetişkin kim olursa kendini ifade etmesine izin vermek ve onu dinlemenin sorunların aşılmasında önemli olduğuna değindi. Ailelerin çocuklarına salgın sürecini öncelikle kendi kaygı ve streslerini kontrol altına alıp, anlayabilecekleri ölçüde gerçekleri söylemeleri gerektiğini ifade etti. Özellikle eşlerin birbirine karşı şefkat duygusu içinde yaklaşması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Baltacı, geçmişten gelen problemler varsa bunların gündeme getirilmesinin özellikle şu dönemde bir çözüme kavuşturmak adına doğru bir zaman olmadığını belirtti. Rutinin ve aile ile birlikte geçirilen zamanların dışında özel zamanları yaratabilmenin kişinin ruhsal açıdan önemli olacağını ifade etti.

“Bu Süreçte Olan Hijyen Takıntısı, Aslında Anormal Bir Durumda Verdiğimiz Normal Bir Tepkidir”

Özellikle kendisine hijyen takıntısı ile ilgili birçok soru geldiğini söyleyen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, bu tekrarlanan davranışların aslında anormal bir durumda verilen normal tepkiler olarak nitelendirdi. Hiç kaygılanmak ya da aşırı kaygılanmak dışında orta düzeyde yaşanan kaygının doğal ve koruyucu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baltacı, aşırı kaygı sonucu kişinin iş, özel ve sosyal ilişkilerinin bozulması noktasına gelinmediği sürece yaşanılan süreçten dolayı kaygı duyuluyor olmasının sorun olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı. Sosyal ilişkilerin kısıtlandığı bu günlerde doğal olarak bazı kişilerin kişisel bakımlarını ihmal edebileceğini, kişinin yapması gereken günlük işler konusunda isteksiz hissedebileceğini ancak bunun hemen depresyon olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, kişinin bu anormal durumda verdiği aslında normal tepkilerin işlevselliği bozma noktasında profesyonel psikolojik yardıma ihtiyaç duyabileceğini söyledi.

“Hayatımızda Sahip Olduğumuz Şeylerin Değerini Bir Kez Daha Anladık”

Her koşulda geleceğe umutla bakmanın önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, yoğun iş temposunda ailesine zaman ayırmakta zorlanan bireylerin artık ailesi ile daha fazla zaman geçirdiğini ve tabi ki bu vaktin nasıl değerlendirildiğinin de önemli olduğunu dile getirdi. Yaşanılan bu salgın sürecinin, kişinin yaşanılan sorunlar ile başa çıkma becerisi ve uyum kabiliyetinin gelişmesine de katkı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Baltacı, bu süreçle birlikte doğa ile ilgili büyük bir farkındalık oluştuğunu ve kişiler arasında sosyal ilişkilerin aslında ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını dile getirdi. Hayatımızda sahip olduğumuz şeylerin değerini bu süreçle birlikte bir kez daha anladığımızı söyledi ve sonrasında önceliklerimizin değişebileceğine dikkat çekti.

“PDREM Olarak Öğrencilere Uzaktan Danışma Hizmeti Vermeye Devam Ediyoruz”

PDREM olarak öğrencilere danışmanlık hizmetleri yanında farklı atölye çalışmalarını da salgın sürecinin öncesine kadar gerçekleştirdiklerini hatırlatan Prof. Dr. Hülya Şahin Baltacı, sosyal izolasyon kurallarının uygulandığı bu süreçte ise gerekli uzaktan destek alt yapı çalışmalarını hızla tamamlayarak, öğrencilere PDREM’in uzman psikolojik danışmanları tarafından, aktif bir şekilde destek verilmeye devam edildiğini belirtti. Kurulan psikodestek çalışma grupları ile öğrencilere verilen danışma hizmetini genişlettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Baltacı, sözlerinin sonunda danışma hizmeti almak isteyen öğrencilerin pdrem@pau.edu.tr adresine mail atarak randevu alabildiklerini hatırlattı.

 

PDREM Hakkında Ayrıntılı Bilgi İçin: https://www.pau.edu.tr/pdrem

 

İlgili Haberler