29 Ekim Dünya Sedef Hastaları Günü
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülya Cenk, 29 Ekim Dünya Sedef Hastalıkları Günü nedeniyle açıklama yaptı.
PAÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülya Cenk, sedef hastaları günüyle ilgili yaptığı açıklamada şu bilgilere değindi: “Her yıl 29 Ekim, dünya genelinde sedef hastaları ve onların destekçileri için önemli bir gün olarak anılır. Sedef hastalığı, hayat boyu sürebilen, ciltte pullu ve bazen kaşıntılı döküntülerin oluşmasına neden olan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık sadece cilt üzerinde değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal hayat üzerinde de önemli etkiler yaratabilir. Daha da önemlisi eklemleri de tutabilir ve geri dönüşümsüz eklem hasarı yaratabilir.”
Doç. Dr. Cenk: “Bilgilen, Güçlen, Destek Ol”
Sedef Hastalığının temel bilgilerinden bahseden Doç. Dr. Hülya Cenk, “Sedef hastalığı (Psoriazis), bağışıklık sisteminin yanlış çalışmasından kaynaklanır ve cilt hücrelerinin çok hızlı bir şekilde yenilenmesine neden olur. Bu durum, ciltte kalınlaşmış ve kızarık bölgelerin oluşmasına yol açar. Psoriazis bulaşıcı bir hastalık değildir ve bu nedenle toplumsal yaşamda hastalığı olan kişilere karşı anlayışlı ve duyarlı olmak önemlidir.” dedi.
“Bu hasta grubu hastanemizde her çarşamba günü Dermatoloji Özelleşmiş Psoriasis Polikliniği’nde uygun tedavi açısından değerlendirilmektedir.”
Doç. Dr. Hülya Cenk açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Sedef hastalığı her ne kadar kronik bir hastalık olsa da günümüzde hastalığı tamamen kontrol altında tutabilen ve hastaların neredeyse tamamen döküntüsüz bir şekilde yıllar boyu iyileşme döneminde seyretmesini sağlayan, aynı zamanda eklemlerde kalıcı hasarın önüne geçilmesini sağlayan tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu tedaviler uygun hastalar için üçüncü basamak hastanelerde uygulanabilmektedir. Bu hasta grubu hastanemizde her çarşamba günü Dermatoloji Özelleşmiş Psoriasis Polikliniği’nde uygun tedavi açısından değerlendirilmektedir.”
Sedef hastalığının, fiziksel belirtilerin yanı sıra psikolojik yükleri de beraberinde getirebileceğini, hastaların ihtiyaçlarını anlamak ve onlara destek olmak için bir fırsat olduğunu belirten Doç. Dr. Hülya Cenk, yeni nesil tedaviler ile bu ihtiyaçları karşılamanın artık daha kolay hale geldiğini vurguladı.