Bekilli’de Bulunan Kaya Resimleri Uluslararası ve Ulusal Basında Ses Getirdi
Denizli’de araştırmacı Ümit Şıracı tarafından Bekilli ilçesinde 2 ayrı noktada M.Ö. 3’üncü yüzyıla ait olduğu değerlendirilen kaya resimleri bulundu. Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan konuyla ilgili olarak “Kaya resimleri üzerinde durmayı amaç edindik. Bu alanda yurt dışında pek çok merkezler kuruldu. Biz de Türkiye’deki ilk kaya resimleri araştırma merkezini kurmayı planlıyoruz.” dedi.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ile birlikte bölgede inceleme yapan PAÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ise “Kaya resimleri, tespitlerimizden net olarak söyleyebiliyoruz ki; 1071'’en önce de buradaydık. Bunlar yüzeylere yazılmış birer mektuptur” şeklinde konuştu.
Bekilli ilçesi kırsalında Türklerin Anadolu’ya 1071 yılından çok daha önce yerleştiğini gösteren iki ayrı noktada kayalar üzerine kazınmış 33 figür olarak belirlenen resimler, İslamiyet öncesi dönemde şamanlarca kayalara kazınmış oldukları ifade edildi. Resimlerde Tatar ve Kıpçak tamgalarının yanı sıra Orta Asya’da sıklıkla görülen figürlere rastlandı. Buluntuların M.Ö. 3’üncü yüzyıldan başlayarak 19’uncu yüzyıla kadar tarihlendiği belirtildi. PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ve PAÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Beyazıt, figürlerin bulunduğu alanda inceleme yaptı.
Prof. Dr. Beyazıt: “Net Olarak Söyleyebiliriz, 1071’den Önce de Buradaydık”
PAÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Beyazıt ise bulunan kaya resimlerinin M.Ö. 3’üncü yüzyıla ait olduğunu ifade ederek: “Burada 33 figür tespit ettik. Her bir figürün ayrı ayrı önemi var. Milattan önceki çağlardan günümüze yakın bir döneme kadar yapıldıklarına dair ipuçlarımız var. Genel şekillere baktığımızda şaman motifleri ele alınmış. Bunlar, ortak özellik olarak bizleri Orta Asya’ya götürüyor. Kazılar Osmanlı döneminde de devam etmiş. Sürahi motifleri bulduk. Osmanlıca yazılar ve isimler bulduk. Hatta Yunan işgali döneminde, büyük ihtimalle Yunanlılar tarafından yapılmış işaretler de gördük. Denizli yöresinde daha çok sayıda kaya resminin tespit edileceğini düşünüyoruz. 10 yıldır kaya resimlerine yönelik bilimsel çalışma yapıyoruz. 1071, bizim Anadolu’nun tapusunu aldığımız bir dönemdir. Bu tarihten önce Anadolu’da Türkler var mıydı? Bu bir tartışma konusuydu. Kavimler Göçü’ne baktığımızda Anadolu’da yerleşim olduğunu biliyoruz. Bizans kaynaklarında da pek çok Türk’ün generalliğe kadar yükseldiğini görüyoruz. Kaya resimleri tespitlerimizden net olarak söyleyebiliyoruz ki; 1071’den önce de buradaydık. Bunlar yüzeylere yazılmış birer mektuptur. Okumasını bilenlere çok şey anlatır. Orta Asya’daki gelenek burada da devam etmiş. Hem figür hem de damgalar olarak karşımıza çıkıyor. Bazı yerlerdeki yazıtlarda kullanılan alfabe, Göktürk alfabesi olarak karşımıza çıkıyor. Kaya resimlerinin ise M.Ö. 3’üncü yüzyılda başlayıp, 19'uncu yüzyıla kadar devam ettiğini söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.
Rektör Prof. Dr. Kutluhan: “Kaya Resimleri Araştırma Merkezi Kurulacak”
Kaya resimlerinin bulunduğu alanda inceleme yaparak bilgi alan Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan da araştırma merkezi kuracaklarını söyledi. Prof. Dr. Kutluhan, “Bakir alanda kayalar üzerinde çok değişik kaya resimleri bulundu. Buluntular, üniversitemiz tarafından yorumlandı. Bizi tarihin eskilerine götürüyor. İslam öncesi ve sonrası figürler olduğu ifade edildi. Kaya resimleri üzerinde durmayı amaç edindik. Bu alanda yurt dışında pek çok merkezler kuruldu. Biz de Türkiye’deki ilk kaya resimleri araştırma merkezini kurmayı planlıyoruz. Anadolu tarihinin en derin bilgisi kaya resimlerinde saklı. Nereden geldiğimiz noktasında tarihin en derin bilgileri kaya resimlerinde saklı. Eğer bu tarihi çözebilirsek, bizim başarımız olacak. Türkiye'de bu konu biliniyordu ama önemi noktasında belki biraz arkalarda kalmıştı. Bu çalışmaları bilimsel olarak yapacağız” diye konuştu.
Türklerin 1071’den önce Anadolu’ya gelişi konusunda tarihin yönünü değiştirecek, Denizli’nin Bekilli ilçesinde iki farklı noktada tespit edilen 33 figür uluslararası ve ulusal basında da oldukça ses getirdi.