Adım Üniversiteleri Rektörlerinden Ortak Filistin Bildirisi
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) ev sahipliğinde düzenlenen ADIM Üniversiteleri Rektörler ve 2. İdari Grup Toplantı Programı, PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen açılış töreni ile başladı.
Pamukkale Üniversitesi ev sahipliğinde 17-18 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen programın ilk gününde, 18 üniversitenin rektörleri ve idari birim yöneticileri Pamukkale Hierapolis Antik Kent ve travertenlere düzenlenen geziye katıldılar. Programın ikinci gününde ise, PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi’nde ADIM Üniversiteleri Rektörler ve 2. Grup Toplantıları için düzenlenen açılış töreni gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan tören açılış konuşmaları ile devam etti. İlk konuşmayı ADIM Üniversiteleri Koordinatör Üniversitesi olan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar yaptı.
Rektör Kaçar: “Üniversitelerin kendi aralarındaki iş birlikleri, gerek akademik gerek eğitim öğretim süreçlerinin yönetimi ve idari süreçlerinin yönetimi konusunda oldukça önemlidir”
Prof. Dr. Turhan Kaçar yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “ADIM Üniversiteleri ikinci idari toplantısı için hepimiz burada toplanmış durumda, hepiniz hoş geldiniz. Biraz önce sunucu arkadaşımız Adım Üniversitelerinin tarihini kısaca anlattı. Ben sadece birkaç şey söylemek istiyorum, biliyorsunuz bu 4 vilayette bulunan vilayetlerimizin ismini taşıyan ADIM; Aydın, Denizli, Isparta ve Muğla bugün 18 üniversiteye ulaşmış durumda. Bunun gerisindeki fikir iş birliğinin fikri elbette bilhassa kurulduğu dönemlerde bu üniversitelerin kendi aralarındaki iş birlikleri, gerek akademik gerek eğitim öğretim süreçlerinin yönetimi ve idari süreçlerinin yönetimi konusunda oldukça önemlidir. Bunun önemi gün geçtikçe artmaktadır. Meşhur bir söz vardır bilirsiniz; ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’. Bizim bu toplantıları yapmaktaki amacımız, biraz da hakikatin ışığını yakalamak bu anlamda üniversitelerimizin daire başkanlıkları düzeyinde, genel sekreterin de daire başkanlıkları düzeyinde üniversite yönetiminin nasıl işlediği, yönetimin idarenin gerek akademik süreçleri gerek eğitim öğretim süreçlerini gerekse toplumsal katkı süreçlerini nasıl yürüttüğü konusunda 18 üniversiteyi, üniversitenin temsilcilerinin kendi tecrübelerinin, birikimlerinin paylaşmalarıdır. Geçen yıl bu toplantıyı Muğla’da gerçekleştirmiştik. Geçen yıl ADIM Üniversitelerinin Koordinatör Üniversitesi Kütahya Sağlık Bilimi Üniversitesiydi. Bu yıl ve önümüzdeki yıl Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi koordinatörlük görevini devam ettiriyor olacak. Toplantının bütün ADIM Üniversiteleri için öncelikli olarak ve üniversite camiamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, inşallah arkadaşlarımız tecrübe paylaşımlarından kârlı dönecek ve kendi gruplarında bu paylaşımların etkisinin kısa zamanda göstereceğini düşünüyorum. Saygı ve selamlarımla.”
Rektör Kutluhan: “Gelişen, değişen, dönüşen bir dünyada dijitalleşmenin, yapay zekânın ve veri analizinin gündeme geldiği bugünlerde ADIM Üniversitelerinin iş birliği yapmasının, bu alanlarda değişimi kolay yakalamasını sağlayacağına inanıyorum”
Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Bugün burada ev sahipliğini üstlendiğimiz 53’üncü toplantıyı yapmanın sevinci içerisindeyiz. ADIM Üniversitelerinin oluşturulmasında üç temel iş birliği gözetilmiş; eğitim-öğretim, bilim-teknik ve sosyal kültürel iş birlikleri. 2001 şartları gözetildiğinde bu işbirliklerine olan ihtiyaç daha fazlaymış gibi görünebilir ancak günümüz şartlarında üzerinde düşünülen her konuda iş birliği olmasının, 2001’e göre daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim. Gelişen, değişen, dönüşen bir dünyada dijitalleşmenin, yapay zekânın ve veri analizinin gündeme geldiği bugünlerde ADIM Üniversitelerinin iş birliği yapmasının, bu alanlarda değişimi kolay yakalamasını sağlayacağına inanıyorum. Daha önce yapılan toplantı tutanaklarından birkaç örnek vermek istiyorum. Bu örnekleri vermekteki amacım aslında ADIM Üniversitelerinin ne kadar zamanına uygun ve geleceğe dönük kararlar aldığını bildirmektir. 7 Temmuz 2005 tarihinde öğretim elemanı ve öğrencilerin yabancı dil eğitimine yönelik olarak ADIM Yabancı Dil Eğitim Merkezinin kurulmasına, yabancı dil eğitimi verecek ekibin çoğunlukla yabancı öğretim üyelerinden oluşturulmasına, Adnan Menderes Üniversitesi’nin Didim'deki kampüsünün uygun olduğuna karar verilmiştir. Uygulanması hala geçerli bir karardır. 14 Ağustos 2013 tarihinde ADIM Üniversiteleri, Sağlık Turizmi için her bir bölgede sağlık hizmeti verebilecek bir yapı oluşturulduğunda, üniversite hastanelerinin bütçesini artıracak bir yapı modeli oluşacağını, zaman içinde de uluslararası bir ağa dönüşebileceğini, bu sistemle herkesin kazanabileceğine karar vermiştir. Bu da çok ferasetli bir karardır, günümüzde de geçerlidir.”
Rektör Kutluhan: “Filistinli, Gazzeli öğrencilerimiz için daha neler yapabiliriz daima gündemimizde olacaktır.”
Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan konuşmasına toplantının ana gündemini vurgulayarak devam etti. Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan: “Bugünkü toplantımızın ana gündemi; İsrail soykırımına bağlı olarak Gazze’de, Filistin’de, son gelişmelere bağlı olarak Beyrut’ta katliamların yapılması, milyonlarca öğrencinin üniversiteye gidememesi ve buna dünyanın seyirci kalmasıdır. Bir yılı geçen İsrail Soykırım katliamı Gazze’yi yok etmiş, insanları evsiz barksız, yiyeceksiz azıksız ve güvensiz bırakmıştır. İnsanlık bu sınavı geçememiştir. İşte tam bu noktada da ADIM Üniversiteleri olarak her birimiz birçok telin etkinliği yaptı ve yapmaktadır. Bugün ADIM Üniversiteleri olarak İsrail soykırımını ortak bildiri ile telin edeceğiz. Ortak bildirinin hazırlanmasında emeği geçen Prof. Dr. Yasemin Beyazıt ve Prof. Dr. Yasemin Avcı Hocalarımızla katkı sunan Rektör Hocalarımıza teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra üzerimize düşen veya düşebilecek görevler olup olmadığını istişare edeceğiz. Filistinli, Gazzeli öğrencilerimiz için daha neler yapabiliriz daima gündemimizde olacaktır. Bugüne kadar üniversitelerimiz birbirine benzer protesto, kınama, yardım ve diğer sosyal faaliyetlerde bulundular. 7 Ekim günü katliamın yıl dönümü vesilesiyle üniversitemiz Gazze soykırımı için “İsrail Zulmüne Hayır” mitingi düzenlemiştir. Aynı zamanda üniversite öğrencilerimizin yapmış olduğu resim sergisi açılmıştır. Bu sergi ile birlikte seslendirmesi ve görseli tamamen yapay zekâ olan yeni medya sanatı ile oluşturulmuş bir video sunulması ile yapay zekânın bile İsrail’i kınadığı, telin ettiği bu soykırıma dur dediği anlaşılmaktadır. Ben öğrencimiz Semih Kambur’a, Feryal ve Bekir Hocalarımıza candan teşekkür ediyorum. Bu videonun da merkezi İslam coğrafyasındaki barış ve huzura hizmet etmesini, vesile olmasını temenni ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum.”
PAÜ Öğrencisi Tarafından Yapılan ve Türkiye'de Bir İlk Olan Video Art Çalışması Gösterildi
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Grafik Anasanat öğrencisi Semih Kambur tarafından, Dr. Öğr. Üyesi Bekir İnce rehberliğinde, Prof. Dr. Feryal Beykal Orhun küratörlüğünde, dünya basınında yer alan Gazze temalı fotoğrafların dönüştürülmesiyle oluşturulan yapay zekâ destekli video art olarak tasarlanan kısa film, Filistin halkının yaşadığı trajediyi ve Gazze’deki soykırımın acı gerçeklerini dijital sanatın sınırlarını zorlayarak gözler önüne serdi.
Gösterimin ardından PAÜ Eğitim Fakültesi Öğrencisi Semih Kambur’a, PAÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Bekir İnce’ye ve Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Feryal Beykal Orhun’a teşekkür belgeleri Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan ile ADIM Üniversiteleri Koordinatörü, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turhan Kaçar takdim etti.
ADIM Üniversiteleri Rektörleri: “ADIM Üniversiteleri Rektörleri olarak, en temel ahlaki ve insani değerlere saygı duyulmaksızın uzun süredir bölgede devam eden İsrail saldırıları karşısında dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz”
Program açılış törenine katılan protokolün sahnede bir araya gelerek, PAÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Yazıcı’nın okuduğu Filistin Bildirgesi’ne eşlik etti. Okunan bildirgede şunlar ifade edildi:
“Filistin ve Kudüs, tarihte barış ve selam yurdu iken, bugün ömrü kelebeklerin ömründen dahi kısa olan bebeklerin, çocukların, gençlerin, kadınların ve yaşlıların acımasızca katledildiği bir yer haline dönüşmüştür. Bir yıldan fazla süredir devam eden Gazze’ye yönelik soykırımda on binlerce insanın katledilmesini uzaktan seyreden devletler; ibadet haneler de dâhil kültürel miras alanlarının yok edilmesi, kütüphane, arşiv ve müzelerin yağmalanması, Gazze’deki 12 üniversitenin bombalanarak yok edilmesi karşısında da duyarsız kalmaktadır. Al-Israa Üniversitesi, Gazze İslam Üniversitesi, El-Aksa Üniversitesi, Filistin Üniversitesi, El-Ezher Üniversitesi gibi birçok yükseköğretim kurumu insanlığa karşı sürdürülen bu vahşi savaşın kurbanlarıdır.
Filistin ve Kudüs, Hz. Ömer şehri fethettiğinde (637) Patrik tarafından Kıyamet kilisesinde namaz kılması için kendisine teklif edildiğinde; ‘eğer orada ibadet edersem, kilisenin Müslümanlar tarafından camiye dönüştürülebileceğini” ifade ederek fetih hakkını kullanmak istemeyen, oranın Hristiyan ibadetgâhı kalması lüzumunu ifade eden bir İslam halifesinin barış diyarı iken, bugün ise Siyonist işgaliyle kutsal mekânların akıbeti hakkında endişe ve kaygı duyulan bir diyara dönüşmüştür. Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların bir arada huzur içinde yaşadıkları Kudüs’te, Haçlı işgalinden (1099) sonra, bugün Gazze’de gerçekleşen soykırım gibi 70 000 Müslüman katledilmiş ve Yahudiler sürülmüştür. Akabinde Şark’ın sevgili sultanı Selahaddin-i Eyyubi tarafından geri alınan (1187) Filistin ve Kudüs’te, Hıristiyanlara eman verilirken Yahudilere Kudüs’e geri gelme hakkı verilmiştir. Sekiz asır boyunca Türkler tarafından yönetilen Kudüs ve Filistin, bu dönemde barış ve hoşgörü içinde yaşamıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise mimari ve sosyal yapısında büyük gelişmeler olmuştur. 1917’de İngilizlerin bölgeyi işgaliyle Filistin’deki barış bozulmuş ve günümüze kadar süren çatışmalar başlamıştır. İslam egemenliğinde üç dinin ve medeniyetin hoşgörü içinde birlikte yaşadığı barış yurdu Filistin, ne yazık ki bugün, Siyonist işgali altında; soykırım, bozgunculuk ve fesadın yuvası haline getirilmiştir.
Toprakları işgal edilen, mülklerine çökülen, her türlü hakarete uğrayan ve yaşama hakkı elinden alınan mazlum Filistin halkı, meşru müdafaa hakkına sahiptir. İşgalci konumundaki İsrail, Batılı ve işbirlikçi hamilerinin her türlü desteğiyle masum insanlara karşı şiddet kullanmak suretiyle devlet terörü uygulamaktadır. Buna karşın hâkim güçler ve Uluslararası kuruluşlar yaşanan soykırımı adeta görmezden gelmektedir. İsrail’in Gazze’ye ve Lübnan’a yönelik saldırıları, uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olup, Filistin’de yaşanan ve şimdi de Lübnan’da yaşanmaya başlayan insani dramı daha da derinleştirmektedir. Türk milleti olarak, Filistin halkının bölgede İsrail saldırılarına maruz kalan halkların meşru haklarını desteklemekte ve insanlık dışı saldırılara karşı uluslararası toplumu duyarlı olmaya çağırmaktayız.
1517 Osmanlı hâkimiyetiyle birlikte Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Kudüs’ün yıkılmış surlarının yeniden inşa sürecinde Yafa kapısına; ‘Lâ ilâhe illallah İbrahim Halilullah’ ifadesi yazılarak üç dinin ortak atası Hz. İbrahim’in ruhaniyeti ve birleştiriciliği vurgulanırken, bugün dosdoğru olan peygamber Hz. İbrahim’in torunları dostluktan, kardeşlikten ve merhametten uzaklaşmıştır. Maalesef Filistin ve Kudüs, bugün sınırları belirsiz, topraklarıyla yetinmek bilmeyen, genişlemekten ve yok etmekten kuvvet bulan soykırımcı İsrail’in tahakkümü altındadır. Kaderi bugün Birleşmiş Milletlerdeki 5 daimi üyenin eline bırakılmış, dünya beşten büyüktür doktriniyle dünyanın umut bulmaya çalıştığı, vicdanlı insanların kalbinin attığı son yerdir.
Filistin ve Kudüs’te dağ, taş, toprak zulümden ağlamakta; gözyaşları kan, insan canı ise sel gibi akmaktadır. Dünyanın sessizliği, büyük güçlerin alkışları İsrail’in hoyratlığını artırmakta yeryüzündeki bozguncu, kan dökücü fikriyat ve eylemler güçlenmekte, ‘insanı yaşat ki yaşayasın’ felsefesi insanlığın son umudu olarak var olmaya devam etmektedir.
ADIM Üniversiteleri Rektörleri olarak, en temel ahlaki ve insani değerlere saygı duyulmaksızın uzun süredir bölgede devam eden İsrail saldırıları karşısında dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz. İşgal altındaki Filistin topraklarında, özellikle Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Lübnan’da, sivil halklara yönelik gerçekleştirilen fiilleri en güçlü ifadelerle kınıyoruz. Filistin halkının 1917’den bu yana işgal altında tutulan tüm topraklarındaki özgürlük ve bağımsızlık hakkını hatırlatarak, başkenti Doğu Kudüs olan, 4 Haziran 1967 sınırları boyunca bağımsız ve egemen bir devlette yaşamak için verdikleri meşru mücadelede kardeş Filistin halkının yanında olduğumuzun altını çiziyoruz. Adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın bölgedeki tüm halklar için güvenlik ve istikrar getireceğine olan inancımızı bir kez daha kamuoyuna ifade ediyoruz.”
Bildirinin okunmasının ardından açılış programı toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Açılış programının ardından PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi’nde gün boyu devam eden toplam dört oturumda idari birim toplantıları gerçekleştirildi. Toplantıların sonunda ise genel değerlendirme toplantısı da yapıldı. Program, PAÜ Turuncu Salon’da düzenlenen gala yemeği ile sona erdi.