“Gençler Aileyi Konuşuyor” Disiplinlerarası Sempozyumunda Aile Konuşuldu

28.11.2025
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) tarafından Gençler Aileyi Konuşuyor isimli disiplinlerarası bir öğrenci sempozyumu düzenlendi.

Sempozyum, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesindeki Arkeoloji, Tarih, Sanat Tarihi, Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, İngiliz Dili ve Edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı ve Fransız Dili ve Edebiyatı bölümlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sempozyumda toplam altı oturumda 25 bildiri sunuldu.

Aile kavramını geçmişten günümüze farklı boyutlarıyla ele alarak gençlerin düşüncelerini, sorgulamalarını ve akademik bir zeminde ürettikleri bilgileri görünür kılmayı hedefleyen sempozyum; gençlerin aile olgusuna dair tarihsel, sosyolojik, felsefi, edebî ve psikolojik perspektiflerde değerlendirmeler yapmalarını teşvik etmek, aile kurumuna ilişkin güncel tartışmaları bilimsel bir ortamda gündeme taşımak ve üniversite öğrencilerinin araştırma kültürünü güçlendirmek amacıyla düzenlendi. 

Sempozyum açılışında öğrenciler adına Yezdan Tokmak, düzenleme kurulu adına Prof. Dr. Türkan Erdoğan ve Fakülte Dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Yezdan Tokmak toplum açısından aile kurumunun önemine değinerek kendilerine verilen bu fırsat için fakülte yönetimine ve düzenleme kuruluna teşekkür etti. Prof. Dr. Türkan Erdoğan günümüzde ailenin önemli bir değişim süresinde olduğunu belirterek gençlerin meseleyi nasıl baktıklarının irdelenmesi gerektiğini belirtti. Fakülte dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt öğrenci odaklı bir fakülte olduklarını, eğitim öğretim süreçlerinde öğrencileri daha aktif görmek istediklerini ve fakülte olarak ilk defa bir araya gelerek disiplinler arası bir öğrenci sempozyumu düzenlemiş olmalarından duyduğu memnuniyeti ifade edip, sunum yapacak öğrencilere başarılar diledi.

Ailenin Kökeni ve Geçmişi Oturumu

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen “Gençler Aileyi Konuşuyor” başlıklı öğrenci sempozyumunun ilk günü, açılış töreninin ardından “Ailenin Kökeni ve Geçmişi” oturumu ile başladı. Arkeoloji bölümünden Gözde Gümüşburun, Eski Anadolu toplumlarına ait bazı aile sahnelerini, yazılı belgeler eşliğinde incelerken, Sanat Tarihi bölümünden Gülçin Kandemir minyatürlerden başlayarak daha sonraki Türk resim sanatında ailenin betimlendiği önemli eserler üzerinden aileye bakışı inceledi. Tarih bölümünden Alper Borucu ise, Osmanlı toplumunda ailenin nasıl kurulduğu, mahalle kültürünü nasıl etkilediği ve toplumsal düzendeki rolünü tarihsel kanıtlar ışığında değerlendirdi.  Doç. Dr. Umay Oğuzhanoğlu Akay’ın moderatör olduğu bu oturumda genel olarak, Anadolu’nun eski toplumlarından başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar ailenin sanata nasıl yansıdığı, diğer yandan da tarihi kaynaklarda ne şekilde yer aldığına değinildi. Ailede kadın ve anne rollerinin görünürlüğünün dikkati çektiği sunumlarda, ayrıca değişen politik ve sosyo-ekonomik koşullara karşı, Anadolu ailesinin nasıl değiştiği ve dönüştüğü de ele alındı.

Düşünürler Perspektifinden Aile Oturumu

Sempozyumun “Düşünürler Perspektifinden Aile” başlıklı ikinci oturumunda insanlık tarihinin ve felsefi düşüncenin en temel ve en kadim kurumlarından biri olan aile kavramı, üç büyük düşünür olan Platon, Aristoteles ve Hegel’in fikirleri çerçevesinde Felsefe bölümü öğretim elemanı Arş. Gör. İmren Cerit Helva’nın moderatörlüğünde sunulmuştur. Bu bağlamda, felsefe bölümü öğrencilerinden Osman Alaca Platon’un İdeal Devlet Anlayışında Ailenin Mahiyetini, Mehmet Ozan Beke Aristoteles'te Ailenin Doğal ve Politik Düzendeki Yerini, Elif Tuşçu Melisa Kurnazoğlu ile Hegel’in Antigone Yorumunda Aile Kavramını sunmuş ve tartışmışlardır.

“Edebiyatta Aile Görünümleri I” Oturumu

Prof. Dr. Mehmet Surur Çelepi moderatörlüğünde Türk Dünyası, İngiliz, Fransız ve Amerikan edebiyatlarındaki aile mefhumu çeşitli yönleriyle incelenen oturumda Derya Atmaca Kocabıyık’ın sunumunda bir mütefekkir olarak İsmail Gaspıralı’nın eserlerinde kadın ve aile konusuna sıklıkla değindiği ve kadının eğitime çok önem verdiği ifade edilmiştir. Gaspıralı’nın yeniden dirilişte genelde aile özelde ise kadının büyük rol oynadığına, modernleşme sürecinde aile ve kadının merkeze konulması gerektiğine ve kadınları toplumsal yaşamın aktif öznesi olarak gördüğüne ilişkin görüşleri aktarıldı.

Deniz Öztekin’in bildirisinde Fransız Edebiyatının 700 yıllık tarihi içerisinde aile kavramının değişim ve dönüşümü hakkında bilgiler verilmiştir. Orta çağ’da ailenin kan ve soy üzerinden kurgulandığı, Rönesans döneminde ailenin sadece soyun değil, eğitim ve ahlaki rehberliğin temeli olarak görüldüğü, 17. yüzyılda ailenin devletin küçük bir modeli olarak kabul edildiği, daha sonraki yüzyıllarda ise aile ve aile bireylerinin tekâmül süreçlerinin öncelendiği belirtildi. Aruzhan Danilla’nın sunumunda, Kazak ve Türk atasözlerindeki aile ve sosyal ilişkilerle ilgili sözler, karşılaştırmalı olarak incelendi. Aile, ailenin önemi, saygı, aile bireyleri, fedakârlık, kadın ve erkek ilişkileri ile ilgili atasözleri merkeze alınarak tematik karşılaştırma yapıldı. Kıvanç Çalışkan’ın bildirisinde, 19. ve 20. yüzyıl İngiliz ve Amerikan edebiyatındaki modernleşen aile izleğine bir bakış getirildi. Bunun için Charles Dickens’ın “Oliver Twist” adlı romanı, George Eliot’un “Kıyıdaki Değirmen” adlı romanı, Sylvia Plath’ın şiirleri ve biyografisi, örneklem olarak seçilerek romanlara yansıyan aile ve aile ilişkileri masaya yatırıldı. Ünzile Etoğlu’nun sunumunda, Jane Austen’ın Gurur ve Önyargı romanı inceleme alanı olarak seçildi ve bu romandaki aile ve toplum hakkında bilgiler verildi.  Romandaki kadın, miras, evlilik, sosyal konum, toplumsal sınıf ve statü, toplumsal beklenti gibi göstergeler kadın ve aile sembolizmi üzerinden incelendi.

“Edebiyatta Aile Görünümleri II” Oturumu

Sempozyumun 4. oturumu olan “Edebiyatta Aile Görünümleri-II” başlıklı oturumda lisans ve yüksek lisans olmak üzere altı öğrenci Türkçenin en eski yazılı belgelerinden Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerine uzanan geniş bir zaman aralığında, toplumsal cinsiyet çalışmalarından çocuk edebiyatına uzanan geniş bir çerçeveden Türk kültüründe ailenin tarihsel ve edebȋ temsilleri üzerine odaklanan bildirileri Dr. Öğr. Üyesi Dilek Uzunkaya’nın moderatörlüğünde sunmuşlardır.

Sunulan bildirilerde tarihȋ Türk metinlerinde aile ve akrabalık adlarına ilişkin zengin söz varlığı el alınmış, Meşrutiyet dönemi edebiyatında aile, kadın ve cinsiyet rollerinin yeniden şekillenmesi “Pembe Kitaplar” üzerinden ortaya konmaya çalışılmıştır. Erken Cumhuriyet dönemi Türk romanında kadının konumu, toplumsal cinsiyet rolleri Doğu-Batı çatışması ve modernleşme sancıları bağlamında dönemin eserleri üzerinden incelenmiştir. Doğum sonrası annelik deneyimi edebȋ eserlerdeki çok boyutlu temsilleri bağlamında eleştirel bir yaklaşımla ele alınmıştır. Çocuk edebiyatının değerler eğitiminin aktarımında önemli bir pedegojik rol üstlendiği somut örneklerle ortaya konmuştur. Türk aile yapısının tarihsel ve kültürel temelleri erken dönem tarihȋ Türk metinleri, destanlar, halk hikâyeleri ve sözlü kültür unsurları açısından araştırmacının kendisine ait özgün çizimlerle ele alınmıştır.

Hayalimdeki Evlilik ve Aile Oturumu

 “Gençler Aileyi Konuşuyor” sempozyumunun ikinci gününde, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkan Erdoğan’ın moderatörlüğünde, sosyoloji bölümü öğrencileri; Ayşe Dikici, Yezdan Tokmak ve İkra Avşar’ın katılımıyla gerçekleşen “Hayalimdeki Evlilik ve Aile” oturumuna gençler tarafından yoğun ilgi gösterildi.

Söz konusu oturum iki aşamada gerçekleştirildi ve tüm konuşmalar doğal akışında söyleşi formatında yürütüldü. Oturumun ilk aşamasında gençler, gözlem ve deneyimlerinden hareketle Türkiye’de mevcut evlilik ilişkileri ile ebeveynler/anne babalar ve çocukları arasındaki ilişkiye dair mevcut durum değerlendirmesinde bulundular ve kişisel görüşlerini eleştirel bir bağlamda dile getirdiler. Oturumda ailenin yapı ve işlevinde sınırların önemi, otoritenin dağılımı, kişiler arası iletişim, sosyal medya kullanımı ve bağımlılığı, toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, cinsiyetçi sosyalizasyon, aile içi şiddet, sosyal-manevi değerler, ekonomik koşulların etkisi, yoksulluk ve yoksunluk biçimleri bağlamında geniş bir çerçevede çeşitli konular ele alındı. Gençler, ailenin bir müdahale ve kontrol alanına dönüşmesinin toplumsal ve bireysel boyuttaki olumsuz sonuçlarına da dikkat çektiler. Ailede kişisel alan kaybının bireyin özgürlüğü ve ilişkilerin sağlıklı etkileşimi noktasında derin yaralara yol açtığını ve bundan en çok da çocukların ve kadınların etkilendiğini vurgulayan gençler hem kadına hem de erkeğe toplumun yüklediği rollerin katı kalıplara dönüşerek aile kurumunun toplumsal bir müdahale ve mücadele alanına dönüştürülmesinin evliliğin sağlıklı yürütülmesinde büyük bir engel teşkil ettiğini vurguladılar. Bu nedenden dolayı ekonomik koşulların da ağırlığı nedeniyle gençler arasında aile kurmanın giderek güçleştiğine değinen gençler evliliğin sadece yasal-ekonomik bir güvence olarak değil de ortak hayat paylaşımı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin de altını çizdiler. Ailelerin evliliklere müdahalesini eleştiren gençler sonraki oturumda hayallerindeki evlilik ve aileyi konuştular. Gençlerin ortak temennisi, evliliğin sağlıklı bir şekilde ilerlemesinin önündeki ekonomik, sosyo-kültürel ve duygusal engellerin ortadan kaldırılması, bireye kişisel bir alan açılması ve bu yönde toplumsal ve bireysel farkındalığın arttırılması yönünde oldu.

Aile Dinamiklerinin Psikolojik Yansımaları Oturumu

Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kısaç’ın moderatörlüğünde Psikoloji Bölümü öğrencileri Burçin Basılgan, Esra Medine Küdür, Zeynep Solak ve Zehra Seren Aydeniz tarafından gerçekleştirilen panelde sağlıklı aile ilişkileri ve ailenin bireyin kişilik gelişimi ve davranışları üzerindeki etkisinden bahsedildi. Esra Medine Küdür, sağlıklı bir ailede olması gereken etkin iletişimden, duygu yönetiminden ve birlikte sorunların üstesinden gelme yöntemleri üzerine konuştu. Burçin Basılgan, çocukluk yaşantılarının bireyin kişiliği ve davranışları üzerinde büyük etkisi olduğunu, ancak bu etkinin değişmez olmadığını belirtti. Kısaca, bireyin doğduğu evin mutlak kaderi olmadığını vurguladı. Zeynep Solak da ailede babanın çok önemli bir etkisinin olduğunu ve çocukların kişilik gelişimine babaların şekil verdiğini anlattı. Çocukların ise dünyayı babalarının omuzundan değil, gözlerinden görmek istediklerini söyledi. Zehra Seren Aydeniz ise, aileyi affetmekten bahsetti. Anne baba hata yapabilir, ama onları affetmek gerektiğini vurguladı. Çünkü onların da çocukluklarında birtakım sıkıntılar ve zorluklar yaşadığı göz önüne almak gerektiğini söyledi.

Sempozyum kapanış oturumu Prof. Dr. Yasemin Beyazıt’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Türkan Erdoğan, Prof. Dr. Sürur Çelepi, Prof. Dr. İbrahim Kısaç ve Doç. Dr. Umay Oğuzhanoğlu Akay’ın katlımıyla gerçekleştirildi. Yapılan değerlendirmelerin ortak noktası sempozyumdaki öğrencilerin sunum becerileri, başarıları ve aileye ilişkin taşıdıkları umut oldu.  

Sempozyum, öğrencilere disiplinlerarası bir bakış açısı kazandırmış, gençlerin sesinin akademik alanda duyurulmasını sağlamış, üniversite öğrencilerinin düşüncelerini ifade edecekleri, araştırmalarını sunacakları bilimsel bir platform oluşturmuş, aile tartışmalarına yeni yaklaşımlar sunmuş, öğrencilerin araştırma ve sunum becerilerini güçlendirmiş, toplumsal farkındalığı artırmış, üniversite ve fakülte içerisindeki etkileşimi güçlendirmiştir.

İlgili Haberler