Zatürre Ölüm Nedeni Olabilir

13.11.2018

PAÜ Hastanesi Göğüs Hastalıkları AD. Başkanı Prof.Dr.Sibel Pekcan “Dünya Zatürre Günü” nedeniyle zatürre hastalığının tedavi edilmediği takdirde ölüm nedeni olabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Pekcan Zatürre ( Pnömoni ) hastalığının belirtileri, tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu;Zatürre , akciğerlerin akut infeksiyonu olarak tanımlanabilir. Bakteri, virüs, mantar gibi çeşitli mikroplarla oluşabilir. En sık görülen, hekime başvurmaya neden olan, en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasındadır. Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında daha sık görülür. İç ortam hava kirliliğine yol açan odun-tezek dumanı solumak, kalabalık evlerde yaşamak ve özellikle çocuklar için ebeveynlerinin içtiği sigaranın dumanını solumak da zatürreye yakalanma ihtimalini artırmaktadır. Toplumda gelişen pnömoniler, tüm dünyada hastane başvurularının, tedavi giderlerinin, iş-okul günü kayıplarının ve ölümlerin önemli bir kısmından sorumludur.

Görülme sıklığı:

Günümüzde antibiyotiklerin yaygın kullanılmasına ve etkin bağışıklama politikalarına bağlı olarak infeksiyon hastalıklarından ölümler giderek azalmakta iken, toplumda gelişen pnömoniler halen yüksek hastalık ve ölüm nedenidir. Ayakta tedavi edilen hastalarda ölüm oranı %1-5 iken, hastanede tedavi edilen olgularda oran %12'ye, yoğun bakım desteği gerektiren hastalarda ise %40'a ulaşmaktadır. Ülkemizde alt solunum yolu infeksiyonları, ölüm nedenleri arasında %4.2 ile 5. sırada yer almaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda pnömoniden ölüm oranının hastalığın ağırlığı ile ilişkili olarak %1 ile %60 arasında değiştiği ve hastanede tedavi edilen pnömonilerde oranın belirgin daha yüksek olduğu (%10.3-60) gösterilmiştir. Zatürre erişkin yaştaki kişileri ve çocukları tüm dünyada etkilese de en çok Güney Asya ve Afrika’da görülmektedir.

 

Bulaşma Yolları:

Mikropların akciğerlere ulaşması çeşitli yollarla olur. Örneğin, çocukların burun ve boğazlarında bulunan virüs ve bakteriler aspire edilerek akciğerlere ulaşıp hastalık oluşturabilirler. Yine, hasta bir kişinin öksürmesi veya aksırması sonucu havaya yayılan mikroplu damlacıkların solukla alınması da hastalığa neden olabilir. Daha nadir olarak, hastanın vücudundaki bir iltihap odağından mikroplar kan yoluyla akciğerlere ulaşabilirler.

 

Belirtileri:

Ateş, öksürük, balgam çıkarma, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir.

 

Tanı nasıl konur?

Zatürre belirtileriyle gelen hastalar muayene edildikten sonra çoğunlukla akciğer grafileri çekilerek tanı konur. Ağır zatürre durumlarında ve hastaneye yatması gereken hastalarda kan testleri, bilgisayarlı tomografi ve balgam testleri gibi ileri incelemeler gerekebilir. Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi için balgam örneğinin incelenmesi gerekir. Ancak çoğu zaman değişik nedenlerle mikrobu belirlemek mümkün olmayabilir.

 

Tedavi:

Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir.
Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavisi yeniden düzenlenebilir.

 

Korunma:

Altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza aşıları ile Toplumda Gelişen Pnömonilerin sıklığını ve ölüm oranı azaltılabilir. Aktif veya pasif sigara içmek de Toplumda Gelişen Pnömoniler için bağımsız bir risk faktörüdür ve tanı alan olgulara sigarayı bırakma konusunda tıbbi destek verilmelidir.

Prof. Dr. Sibel Pekcan el yıkama ve hijyene dikkat edilmesinin, bulunulan ortamın düzenli olarak havalandırılmasının, diyabet, kalp yetmezliği gibi kronik hastalıkların uygun şekilde tedavisinin yapılmasının zatürreden korunmada etkili olabilecek diğer önemli faktörlerden olduğunu da bildirdi. 

 

 

 

 

 

İlgili Haberler