PAÜ’de Yeni Medyada Dijital Hikaye Anlatıcılığı Konuşuldu

03.10.2022

Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından PAÜ’nün 30. Kuruluş yılı münasebetiyle “30 Yıl 30 Tema Etkinlikleri” kapsamında düzenlenen Yeni Medyanın Dili: Dijital Hikaye Anlatıcılığı Konferansı Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alev Fatoş Parsa’nın sunumuyla gerçekleştirildi.

Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Şehit Piyade Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferans, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nurten Sarıca’nın açılış konuşmasıyla başladı. Prof. Dr. Sarıca, Enstitü’nün tarihsel gelişimi ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Daha sonra Ege Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alev Fatoş Parsa dijital hikaye anlatıcılığıyla ilgili konuşmasına geçildi. Parsa, “öykü anlatmak hiç bitmiyor, sadece form değiştiriyor, kılık değiştiriyor” ifadeleri ile sözlerine başladı. Görsel dilin öneminden bahseden Parsa ‘yeni medya okuryazarlığı’ sayesinde eleştirel bakma yetisinin öğrenildiği ve kazanıldığını dile getirdi.

Prof. Dr. Parsa, dijital kültür hakkında şöyle konuştu: “Önce söz vardı, sonra yazı geldi, ikinci sözlü kültür çağı geldi ve görsel çağı, görüntüler çağı ve şimdi de dijital çağı yaşıyoruz. Görüntülerin ve dijital kültürün son bir yıldır bizi homojenleştirdiğinin farkına vardım” dedi.  Parsa konuşmasına “yine hepimizin bildiği gibi aslında Küresel Köy kitabında Marshall McLuhan’ın getirdiği tanımına ek olarak söyleyebileceğimiz yeni iletişim teknolojilerinin şekillendirdiği yeni medya tabanlı tekno ekonomik bir paradigma evreninde yaşadığımızı söyleyebilirim” sözleriyle devam etti.

Yeni medya ve hikaye anlatıcılığının en önemli özelliğinin interaktif olması olduğunu belirten Parsa, hipermetinlerle bir meta dil oluşturulduğunu, yazılı, sözlü ve görsel sistemlerin birbirine entegre edildiğini ifade etti. Bunun yanında Parsa, fotoğraf ve yazılardan ziyade sunumlarda artık “videolu anlatım” istendiğini vurguladı. Parsa, hastag (#) gibi dijital göstergelerin kullanımının öneminin yanında görülen her şeyin sorgulanması gerektiğini söyledi.

Parsa, dijital hikaye anlatıcılığı ile ilgili olarak şunları vurguladı: “Hikaye anlatımı hiç bitmeyecek. Yani ben böyle söylüyorum ama tabi biçimsel ve kabuk olarak kılık değiştiriyor, görüntülere bağlı olarak farklı formlarda aslında yeniden üretiliyor. Yeni iletişim teknolojilerinde, uydu yayıncılığı, fiber aktif kablolar bunların hepsi akıl almaz hızda gelişmeyi sağlıyor ve bu, dijital hikaye anlatımını değiştiriyor geliştiriyor ve dönüştürüyor. Özellikle 90’lı yılların ardından iletişim ve yeni medya teknolojilerinin gelişimi tüm yaşamı derinden etkiliyor.”

Parsa ayrıca yeni medyanın kodlama sistemi ile ilgili “Yeni medyanın sunduğu kodlama sistemi hipermetinsellik, modülerlik özellikleri bireylerin karşılıklı aktif etkileşimine olanak sunuyor. Bu da tabi bu hızlı etkileşim ve gelişim, kartopu gibi büyüyor,  medyanın her alanını geliştiriyor ve yeni fırsatlar yaratıyor. Sinemada da farklı türde hikaye anlatımlarına doğru da evirildiğini hepimiz görüyoruz. Bilgisayar aracılığıyla ikili kodlara dönüştürülen bu iletişim biçimleri farklı programların aslında statik ve dinamik yapıda canlandırdığı görüntüleri sınıflandırmakta ve onları sınırsız bir işten ve manipüle etme, depolama ve aktarım olanağını da sağlıyor. Görüntüleme sistemleri ve bilgisayar teknolojileri aslında sonucunda bunların birbirine yakınlaşması günümüzde görüntüden söz etmenin aynı zamanda bilgisayar programlarından ve ürettikleri dijital dosya biçimlerinden de söz etmeyi beraberinde getiriyor. Hepimiz bu uzantıları bilmek zorunda kalıyoruz.  İşte video, fotoğraf, yazı, gif, sinemagraflar ve çeşitli grafik animasyonlar interaktiflik ve bu benzeri eklektik veriler aslında dijital hikaye anlatımında temel yapı taşları olarak yaşamımıza giriyor” dedi.  

Konferans, Parsa’nın dinleyicilerin sorularını cevaplaması ve Enstitü Müdürü Sarıca tarafından kendisine ödül takdim edilmesi ile sona erdi.

İlgili Haberler