PAÜ, Türk Dili Alanında Düzenlenen Uluslararası Sempozyumda Yer Aldı

16.03.2021

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Altay Toplulukları Dil ve Kültürlerini Uygulama ve Araştırma Merkezi (ALTAY DİLMER)’in de katkılarıyla gerçekleştirilen “Özbek Düşünürlerinin Dil Kuramına Dair Görüşleri” adlı uluslararası sempozyum çevrimiçi platformda gerçekleştirildi.

Açılış oturumunda konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Özbekistan’da ‘Türk Tili’ denince akla ilk gelen kişinin Ali Şir Nevai olduğuna dikkat çekerken, Nevai’nin Türk diline kazandırdığı eserlerle Türk Rönesans’ı döneminin en büyük temsilcisi olduğunu ifade etti.

PAÜ ALTAY DİLMER’in de katkılarıyla, Özbekistan Respublikası Ali ve Orta Mehsus Talim Vezirligi Ali Şir Nevai Namidegi Taşkent Devlet Üniversitesi Özbek Tili ve Edebiyatı Üniversitesi tarafından düzenlenen, Oŋtüstik Kazakistan Memlekettik Pedagogikalık Universiteti, Atatürk Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Nizomiy Nomidagi Adabiyot İnstituti, Azerbaycan Milli Elmler Akademiyası, Kazakistan Respublikasi Özbek Etnomedeni Birleşmeleri “Dostlık” Hamcamiyati, Cenubi Kazakistan Devlet Pedagogika Universitesi Çet El Talebelerini Maslahatlaştiriş Merkezi tarafından “Özbek Mütefekkirlerinin Til Nazariyesige Aid Karaşlari/Özbek Düşünürlerinin Dil Kuramına Dair Görüşleri” adlı Uluslararası Sempozyum gerçekleştirildi.

Sempozyumun açılış oturumunda katılımcı üniversitelerin rektörleri ve merkezlerin müdürleri konuşma gerçekleştirirken, toplamda 147 araştırmacı bildiri sundu.

Rektör Kutluhan: “Nevai’nin dili olan Çağatay Türkçesi,  Doğu ve Batı Türklüğünü birbirine bağlayan ortak bir dildir”

Açılış oturumunda konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Türk dil politikaları/kuramları üzerine gerçekleştirilen toplantıya Pamukkale Üniversitesi olarak dâhil olmaktan duydukları memnuniyeti ifade ederken, Ali Şir Nevai’nin 60 yıllık yaşamına 120 bin beyit sığdırdığını ve Türk dünyasının görkemli kişileri arasında yer aldığını hatırlattı. Türk dünyasının acil meselelerinden biri olan ‘Ortak Türkçe’ söyleminin kökeninin Nevai’ye dayandığına dikkat çeken Prof. Dr. Kutluhan, Nevai’nin dili olan Çağatay Türkçesi’nin Doğu ve Batı Türklüğünü birbirine bağlayan, otak ve anlaşılabilir bir yazı dili olduğunu söyledi. Nevai’nin eserlerinin daha kendisi hayattayken Türkistan coğrafyasından bugünkü İran, Hindistan ve Anadolu’ya kadar bütün Türk coğrafyasında yayıldığının altını çizen Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Nevai’nin bu özellikleriyle sadece Türkistan ve Türk dili/dilli devletlere değil bütün dünyaya ibret olacak bir şahsiyet olduğunu belirtti. Prof. Dr. Kutluhan sözlerine şöyle devam etti: “Bugün dil politikaları hazırlanası ve bütün Türk dünyasının ortak Türkçede buluşması ve dünya dili olması konusunda çalışmalarımızda bu büyük düşünürlerin görüşlerine başvurmak ve bu görüşleri incelemek zorundayız. Babür gibi Nevai takipçisi olan birçok Türk dili üstadını ve düşünürünü ve eserlerini de dikkatle inceleyerek dilimiz konusunda milli şuur oluşturmak, sadece Türk dünyasına değil bütün dünyaya ibret olacak bu büyük şahsiyetlerin gösterdiği yoldan ilerlemek durumundayız. Bu bakış açısıyla düşünürlerimizin kaleme aldığı Türk dili ile ilgili görüşlerini araştırmak ve tartışmak için hazırlanan bu programın Türk dünyasındaki dil çalışmalarına katkı sağlayacağına inancımız tamdır.”

Sempozyumda Türk düşünürlerinin dil kuramına bakışları, Ali Şir Nevai’nin Türkçe bilinci ve sözlükçülüğü, Türk dünyasına etkileri, yurt dışındaki kütüphanelerde bulunan eserleri, Çağatay Türkçesi sözlükleri ve bu alanda bütün Türk dünyasında yapılan çalışmalar ele alındı. Türkiye’de Özbek Türkçesi üzerine yapılan çalışmalar, Babür’ün dilciliği ve sözlükçülüğü, El-Farabi’nin felsefi ve linguistik görüşleri; Mahmud Kaşgari, Yusuf Has Hacip, Fıtrat, Behbudi, Seyyid Kasimi, Seyfi Serayi, Erkin Vahidov gibi Türk dünyası düşünürlerinin dil ve dil kuramı hakkındaki, ana dil hakkındaki görüşleri ve Türk dilinin yapısıyla ilgili bildiriler sunuldu.

Sempozyumda, PAÜ’den Öğretim Üyeleri; Prof. Dr. Nergis Biray, Prof. Dr. Bilge Özkan Nalbant, Dr. Öğ. Üyesi Sema Eynel ve doktora öğrencisi Uzm. Muhterem Sayın birer bildiri sundu.

Sempozyumun sonuç bildirgesinde Türk dünyasının birbiriyle daha fazla ortak çalışmalar yapmasının gerekliliği, Türk dili, tarihi, coğrafyası, gelenekleri, kültürü ve dili ile ilgili alanlarda ortak araştırma ve incelemeler yapması, gençleri bu alanlara yönlendirerek birlikte projeler yapmalarının sağlanması, ortak alfabe ve ortak Türkçe konusunda girişimlerin ve çalışmaların artırılması konularına vurgu yapıldı. Yeni sempozyumlarda yüz yüze görüşebilmek dilekleriyle sempozyum başarılı bir şekilde sona erdi. 

Prof. Dr. Biray: “Bu tür toplantılar, ortak alfabe, ortak terimlerin oluşturulması ve ortak Türkçe konularına katkı sağlamaktadır…”

Sempozyuma ilişkin açıklama yapan PAÜ ALTAY DİLMER Müdürü ve Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı  Prof. Dr. Nergis Biray şunları söyledi: “ALTAY DİLMER, Altay toplulukları ve bu topluluğun bir parçası olan Türk Devletleri, toplulukları ve diğer ülkelerde yaşayan Türklere ait dil, tarih, kültür, edebiyat, siyaset, sosyoloji, arkeoloji, iktisat, ekonomi ve bütün sosyal alanlarda araştırma, inceleme ve uygulamalar yapmak, yapılan araştırmaları desteklemek, ayrıca karşılıklı ilişkileri güçlendirmek amacıyla kurulmuştu. Bu toplantıya katılmamızın amacı da bu doğrultudaki çalışmalara destek olmak, Türk dili ve kültürü konusundaki çalışmalara Üniversitemizin de desteğiyle katkı sunmaktır. Üniversitemizin Türk dünyası üniversiteleriyle ilişkilerini ilerletmesi, ortak çalışmalara imza atmasına yönelik çalışmalara destek vermesi ve bu çalışmalara katılması merkezimiz için önemlidir. Bu tür toplantılar Türk dilinin farklı alanlarıyla ilgili dilbilim sorunlarının tartışılmasına zemin hazırlaması ve ortak çalışmalara imkân vermesi yanında ortak alfabe, ortak terimlerin oluşturulması ve ortak Türkçe konularına katkı sağlamaktadır. Bu tür bildiriler sonrasında görüşme sağlanan bilim adamlarıyla ortak çalışmalar ve projeler de gerçekleştirilebilmektedir. Bu açıdan Türk dünyası ile ilgili sempozyum, çalıştay ve konferansları önemsiyoruz. Mümkün olduğunca da katılmaya çalışıyoruz. Bu alanda Altay toplulukları arasındaki ilişkileri güçlendirerek ileriki yıllarda daha kolektif çalışmalara ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz."

 

İlgili Haberler