PAÜ KKM ve Merkez Kütüphane, Dâhi Bilim İnsanlarının İsimleriyle Yaşayacak

12.04.2019

Pamukkale Üniversitesi Senatosunun aldığı kararla, Kongre ve Kültür Merkezi (KKM) ve Merkez Kütüphanenin isimleri değişti.

Pamukkale Üniversitesi Senatosunun aldığı kararla, Kongre ve Kültür Merkezinin adı Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezi olurken, Merkez Kütüphanenin adı Prof. Dr. Fuat Sezgin Kütüphanesi olarak değiştirildi.

 

PAÜ Kongre Kültür Merkezi’ne ismi verilen Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz kimdir?

Denizli’nin Acıpayam İlçesi, Yumrutaş Kasabası’nda 1924 yılında doğan  Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, okuma yazmayı 12 yaşından sonra öğrendi, açık öğretim üzerinden eğitim görüp nihayetinde İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü'nde eğitimine devam etti. 1950 yılında lisansını, 1951 yılında ise yüksek lisansını İTÜ’de tamamladı. Bu sırada Einstein’ın kütleçekim teorisinde bir hata bulduğunu düşünen Dr. Yılmaz’ın hocaları ona bu konuda yardımcı olamayınca, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ile irtibata geçtiler. Ulaştıkları profesörlerden birisi, Dr. Yılmaz’ın fiziğe yaklaşımından etkilenerek onu yanlarına davet ettiler. O noktada İngilizce bilmeyen Dr. Yılmaz, dil bariyerine rağmen 1952 yılında ABD’ye gitti ve 1954 yılında doktorasını tamamladı. 1954-1956 yılları arasında Stevens Teknoloji Enstitüsü’nde yardımcı doçent olarak görev yapan Dr. Yılmaz, 1956’da Kanada Ulusal Araştırma Konseyi’ne kabul aldı.

1957 yılında Sylvania Electric Products firmasında çalışmaya başladı. 1958-1959 yıllarında Princeton İleri Araştırmalar Enstitüsü'ne dahil oldu. 1959 yılında, ‘‘maser’’ (uyarılmış radyasyon emisyonu ile çoğaltılmış mikrodalga) kullanarak Genel Görelilik Teorisi üzerine yaptığı çalışmaları nedeniyle Kütleçekim Araştırmaları Vakfı Ödülü’ne layık görüldü. Özellikle kütleçekim teorisi üzerine çalışan Yılmaz, sonradan renk algısı ve konuşma algılama konularına da ilgi duymaya başladı. 1960’larda Edwin Land’in Evrim Teorisi’yle ilgili görüşlerinden yola çıkarak renk algısına yönelik yeni bir evrimsel teori geliştirdi. 1962 yılında Arthur D. Little firmasında üst düzey yönetici olarak çalışmaya başladı ve aynı zamanda MIT’de biyoloji bölümünde araştırmalar yapmaya başladı. 1964 yılında Eindhoven’da Algı Araştırmaları Enstitüsü çatısı altında çalışmalarını sürdürdü ve sonradan Winchester’daki Algı Teknolojileri (PerceptionTechnology Corporation) firmasına dahil oldu. 1965 yılında Northeastern Üniversitesinden fahri profesörlük aldı. 1970’lerde bilim felsefesi ile ilgilenmeye başlayan Dr. Yılmaz, 1990’larda ise Tufts Üniversitesi Elektro-Optik Araştırma Merkezi ve Japonya’daki Hamamatsu Fotonik firmasına katıldı. Denizli’nin yetiştirdiği başarılı örnek insanlar arasında olan Türk İlim dâhisi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz,  dünyada sayılı bilim adamlarından biri olmuştur.

 

PAÜ Merkez Kütüphanesine ismi verilen Prof. Dr. Fuat Sezgin kimdir?

Çalışmalarının amacını “İslam topluluğuna mensup insanlara  İslam bilimlerinin gerçeğini tanıtmak, benlik duygularını olumsuz etkileyen yanlış yargılardan onları kurtarmak ve ferdin yaratıcılığına olan inancı, onlara kazandırmak” olarak tanımlayan Prof. Dr. Fuat Sezgin, 24 Ekim 1924 tarihinde Bitlis’te doğdu. Erzurum’da ortaokulu ve liseyi bitirip 1943 yılında ilk planına göre matematik okuyup mühendis olmak için İstanbul’a geldi. Bir akrabası´nın tavsiyesi üzerine, İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde alanında en tanınmış uzmanlardan Alman şarkiyatçı Helmut Ritter tarafından verilen bir seminere katılan Sezgin, ilk planını kökten değiştirdi. Ritter’in anlattıklarının büyüleyici etkisi altında Fuat Sezgin ertesi gün derslere kayıt olmak üzere Enstitü’ye gitti. Ne kayıt için son günün geçmesi, ne de Ritter’in alanının çok zor olduğuna yönelik uyarmaları, Sezgin’i kesin kararından vazgeçiremedi.

Hocasının, bilimlerin temelinin İslam bilimlerine dayandığını söylemesiyle bu alana yöneldi. 1954’te Arap Dili ve Edebiyatı bölümünde Buhari’nin Kaynakları adlı doktora tezini tamamladı. Bu teziyle o, hadis kaynağı olarak İslam kültüründe önemli bir yere sahip olan Buhari’nin (810-870) biraraya getirdiği hadislerde bilinegeldiğinin aksine sözlü kaynaklara değil İslam’ın erken dönemine, hatta 7. yüzyıla kadar geri giden yazılı kaynaklara dayandığı tezini ortaya attı. Bu tez Avrupa merkezli orientalist çevrelerde hala tartışılmaktadır. 1954 yılında İslam Araştırmaları Enstitüsü’nde doçent oldu. Burada Zeki Velidi Togan ile çalıştı.

           

27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi etkisiyle üniversiteden uzaklaştırılan Prof. Dr. Fuat Sezgin, askeri darbenin ardından 1961’de Almanya’ya gitti. Almanya’nın Frankfurt kentinde bulunan Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi'nde ilk zamanlarda misafir doçent unvanı ile ders vermeye başladı. 1965 yılında Câbiribn Hayyân konusunda ikinci doktora tezini Frankfurt Üniversitesi Institutfür Geschichte der Naturwissenschaften’da yazdı ve bir yıl sonra profesör unvanını kazandı.

Prof. Dr. Sezgin’in Frankfurt Üniversitesi’ndeki bilimsel çalışmalarının ağırlık noktası Arap-İslam kültür çevresinde tabii bilimler tarihi alanı olmuştur ve bu alanda 1965 yılında habilitasyon çalışmasını yapmıştır. Henüz İstanbul’da iken başladığı 7./14. yüzyıldan itibaren gelişen Arap-İslam edebiyatı tarihi çalışmasına (Geschichtedesarabischen Schrifttums) Almanya’da da devam ederek, orientalistik çalışmaları için kaynak eser haline gelmiş ve hala aşılamamış 13 ciltlik eserinin ilk cildini 1967 son cildini ise 2000 yılında yayınladı. Geschichtedesarabischen Schrifttums İslam’ın ilk döneminde uğraşılmış, dini ve tarihi edebiyattan coğrafya ve haritacılığa kadar bütün ana ve yan bilim dallarını konu edinmektedir. Prof. Sezgin Suudi Arabistan Kral Faysal Vakfı’nın İslami bilimler ödülünü 1978 yılında ilk alan kişidir. Bu ve başka desteklerle Sezgin, 1982 yılında J.W.Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nü ve 1983’de buranın müzesini kurdu, direktörlüğünü yürüttü. Enstitüye bağlı olarak kurduğu müzede Sezgin, İslam kültür çevresinde Müslüman bilginler tarafından yapılmış aletlerin ve bilimsel araç ve gereçlerin yazılı kaynaklara dayanarak yaptırdığı numunelerini sergilemektedir. Müzede bulunan objeleri tanıtmak ve İslam kültür çevresindeki bilimsel gelişmeyi göstermek için hazırladığı “İslam’da Bilim ve Teknik” (Wissenschaftund Technik im Islam) isimli kataloğu bulunmaktadır. Böyle bütüncül ve kapsamlı bir eser bugüne kadar müze kataloğu olarak ilk defa yazılabilmiş, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak 4 dilde yayımlanmıştır.           

 

Prof. Dr. Fuat Sezgin son olarak, Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü için hazırlardığı bilimsel araç ve gereçlerin benzerlerini yaptırarak, açılışını 25 Mayıs 2008 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesinin açılmasına önayak olmuştur. Prof. Dr. Sezgin öncülüğünde kurulan İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, üstün nitelikli eser ve ortaya konan özgün çalışmalardan dolayı kurum statüsünde Kültür ve Turizm Bakanlığı 2016 Özel Ödülü’ne layık görülmüştür.

 

Prof. Dr. Fuat Sezgin 1978 yılında aldığı Kral Faysal Ödülü’nün yanı sıra 1980 yılında Frankfurt am Main Goethe Plaketi, 1982 yılında Almanya 1. Derece Federal Hizmet Madalyası, 2001 yılında Almanya Üstün Hizmet Madalyası, 2004 yılında İran İslami Bilimler Kitap Ödülü ve 2009 yılında Hessen Kültür Ödüllerinin de sahibidir.

 

2019 Yılı ‘Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı’ ilan edildi

30 Haziran 2018 tarihinde vefat eden Prof. Dr. Fuat Sezgin için Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle 2019 yılı ‘Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı’ olarak ilan edildi. Cumhurbaşkanlığı genelgesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019’un ‘Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı’ olarak ilan edilmesinin uygun görüldüğünü belirterek, bu kapsamda gerçekleştirilecek organizasyonların Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfı ile birlikte yapılacağını aktardı.

İlgili Haberler