Nesli Tükenmek Üzere Olan, Denizli’ye Özgü Bir Bitki Türü "Seçmen Çakşırı"
Geçtimiz günlerde Pamukkale Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Seçmen Çakşırı Tür Eylem Planı Çalıştayı”nın ardından Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Semiz, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloj Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Gökhan Şenol ve Öğr. Gör. Dr. Volkan Eroğlu; Seçmen Çakşırı için gerçekleştirdikleri tür eylem planını,bitki türünün özellikleri ve hikâyesi hakkındaki detayları aktardı.
Seçmen Çakşırı’nın nesli tehdit altında olduğunu ve sadece Denizli’de yetişen endemik bir bitki türü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gürkan Semiz bitki türü için hazırladıkları tür eylem planı hakkındaki detayları şu şekilde paylaştı: ‘‘Denizli’nin Acıpayam İlçesi’nin Karaismailler ve Suçatı Köyleri arasında yetişen bu bitki türünün önümüzdeki zamanlarda bu alanda yapılacak olan barajın yataklarında sular altında kalacak olup, bitki türünün nesli bu açıdan ciddi tehdit altındadır. Bu sebeple Tarım Orman Bakanlığı V. Bölge Şube Müdürlüğü’nün verdiği destek ile Ekimiaozcan-secmenii adı verilen bu türün korunması adına geliştirdiğimiz eylem planı ile bitkinin neslinin tükenmemesi için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Barajın yapılacağı alan muhtemelen sular altında kalacak. 2018 yılının Nisan ayından bu yana projemizi yürütmekteyiz. Seçmen Çakşırı bitkisi dünyada sadece Denizli’nin bu bölgesinde yetişen bir tür, bu proje ile birlikte bu sahada Dalaman Çayı’nın kenarındaki vadilerdeki tüm yamaçları diğer proje ortaklarımızla birlikte taradık. Bu bitkinin popülâsyonunun sadece bu alandaki diğer bölgelerde de yetiştirilebileceği alanlar bulabildik. Bu türü korumak için 2019-2023 yılları arasında sürecek olan beş yıllık eylem planı ile türün devamını sağlamaya çalışacağız. Projeyi destekleyen başta Tarım ve Orman Bakanlığımız olmak üzere, V. Denizli Şube Müdürlüğü’müze ve bize destek veren Pamukkale Üniversitesi Yönetimi’ne çok teşekkür ediyoruz. Hangi faaliyetlerde bulunmalı, hangi paydaşlar bize destek olabilir, hangi kurumlar bu konuda paydaş olabilir gibi konularda çeşitli toplantılar yapmaktayız. Toplantılarımızdan ilki Pamukkale Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. İkinci kısmında ise bütün kamu kurumlarının temsilcilerini bir araya getirmeyi amaçlıyoruz. Örneğin bu gibi türlere ait doğal popülâsyonların nasıl korunacağı, türlerin korunması için hangi stratejilerin geliştirilmesi gerektiği, hangi kurumların paydaş olarak destek sağlayabileceği, sahada yapılacak olan herhangi bir antropojenik (insan etkisi ile) yapılacak faaliyette kurumlar arası iş birliğinin nasıl sağlanacağı gibi… 2018 yılının Nisan ayında resmi olarak yayınlanmış yeni bir türümüz olan Seçmen Çakşırı’nın biyolojisinde eksiklikler olduğunu görüyoruz ve türün biyolojisini, tozlaştırıcısı, zararlısı, tıbbi veya ekonomik değeri olup olmadığını bilmiyoruz. Ayrıca projemizde öngördüğümüz eğitim faaliyetleri, özellikle Acıpayam yöresi lokal ölçekte sonra da Denizli bazında bu türün tanıtımı, farkındalık yaratılmasını özellikle de bu coğrafyada yaşayan insanların bu türün bayrak bir tür olabileceği hakkındaki bilinci oluşturmak istiyoruz. Burada lokal olarak bulunan Denizli’mize özgü bu endemik türü nasıl kurtarabiliriz, gelecek kuşaklara nasıl aktarabiliriz amacıyla bu eylem planını yapmış bulunmaktayız. Dünyada yeni bir koruma metodu olan inter-situ ile yerinde ve doğada korumadan hariç bir de yakınında konuma diye bir strateji var. Bizler, bu projeyle bunu yapmayı hedeflemekteyiz. Bu bitkileri buradan alıp yakın alanda barajın suları altında kalma tehlikesi olmayacak alanlara bu bitkiyi taşıyarak bitkiyi koruma altına alarak türün devamını sağlamak istiyoruz.’’
Türün hikâyesine değinen Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Gökhan ŞENOL, şunları kaydetti: ‘‘Seçmen Çakşırı yeni bir tür olup 2018 yılında akademik olarak yayınlandı fakat beş yıllık hikâyesi olan bir tür esasında. Sami Soydam Sandalcık Barajı, ekolojik değerlendirme raporu süreci sırasında üniversitemizin bizden böyle bir talebi oldu. Biz de ekip olarak 2013 yılında Öğr. Gör. Dr. Volkan Eroğlu ile birlikte bu alanın ekolojik değerlendirme rapor sürecine başladık. Bir yıl süren çalışma sırasında vadinin özellikle Dalaman Havzası’nın biyolojik çeşitliliğini bildiğimiz için, alanın tür potansiyelinin yüksek olduğunu tespit ettik. İlk günden itibaren, bu arazinin üç farklı kayaç tipinin birleşme noktası olduğu için yeni bir tür doğurabileceğini, nitekim ikinci arazi olmadan yeni tür olabilecek bu bitkiyi ele almıştık. Arazideki bu ekolojik değerlendirme süreci bittiğinde ilgili firmaya raporlarımızı sunduk. Konu hakkında firma olarak üzerlerine düşen ne varsa yapılması gereken bunları yapacaklarını belirttiler. Bunun üzerine biz arazi çalışmalarına başladık. Bu alanda 400’e yakın bitki türü tespit ettik. Bunun yaklaşık 30 tanesi endemikti yani buraya özgü idi. Bir adet de yeni bir tür olan Seçmen Çakşırı oldu. Bunların tamamının tohumlarını gen bankasına gönderdik. Çünkü baraj sahası sular altında kaldığında bu türleri kaybetme durumu söz konusu olacak. Seçmen Çakşırı bugünkü durumu ile tam barajın dolum sahasında olduğu için sular altında kalacak. Bu sebeple değerlendirme raporumuz ile firma yetkilileri baraj çalışmasını yavaşlatma kararı aldı. Bitki için tür eylem planı yapılması gerektiği, Bakanlık ve Orman Müdürlüğü tarafından tutanak altına alındı. Tür henüz yayına basılmadan önce bir tutanak ile tür eylem planı yapılması kararı alındı. Dergide makalemizin basıldığı dönem, tür eylem planı Pamukkale Üniversitesi’ne resmi olarak verilmişti. 2018 yılının başından bu yana Pamukkale Üniversite Öğretim Üyeleri ile oluşturduğumuz ekip ile birlikte daha hızlı hareket edeceğimizi düşünerek birlikte çalışmaya başladık. Yaptığımız denemelerde şansımız şuydu, bitkinin toprak altında depo kökleri vardı. Biz bu depo kökleri bitki çiçek açma döneminden önce taşırsak başarıyı elde ediyorduk. Tek bir riskimiz vardı, bitki uzun yıllar yaşamasına rağmen hayatı boyunca bir kez çiçek açıp, tohum bağlayıp ölüyordu. Bu bir strateji esasında ama 8-10 yıl toprak altında kalan bitki 10 yılın sonunda çiçek açıp ölüyor. Bu yüzden toprağın altında ne kadar birey var, toprağın üstünde gördüğümüzün daha fazlası toprak altında mı var bilemiyoruz. Şimdi yeni hedefimiz bu eylem planının 5 yıl süreci içerisinde nasıl kurtarabiliriz, özellikle bu tipin burada tam tanımlandığı noktanın popülâsyonunu bir başka alana nasıl taşıyabiliriz stratejisini geliştirmek olacak. Baraj gibi enerji yatırımlarının da bilim ışığında yapıldığı sürece, doğru şekilde hareket edilirse, gerçekleştirilebilecek olgular olduğunu ve her şeyin doğayı tahrip etmediğini bilimin gösterdiği yoldan kaçmamak gerektiğini anlatacak önemli bir proje olacağına inanıyorum. Yapılacak yeni yatırımlara ve enerji yatırımlarına da ışık tutacağına inanıyorum.’’
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Gör. Dr. Volkan Eroğlu ise Seçmen Çakşırı’nın isim hikâyesini şöyle aktardı: ‘‘Bu tür Türkiye için önemli bir endemik tür olduğundan önemli kişinin ismini taşıması gerekiyordu. Benim ve Serdar Hocamın da Doktora danışmanlığını yapmış değerli hocamız Prof. Dr. Özcan Seçmen’in ismini bu türe uygun gördük. Prof. Dr. Özcan Seçmen; Türkiye’nin bütün sulak alanlarını teker teker gezmiş, çalışmış, bu konuda en kapsamlı eseri hazırlamış olan bilim dünyasında oldukça saygın bir yeri olan değerli bir hocamızdır. Barajları göllere, gölleri çöllere, çölleri vahalara çeviriyoruz. Bu noktada bu olumsuz gidişata vurgu yapmak adına en azından sulak alanlara değer veren bir kişinin adını taşıması ve keşfedilen yeni türün yapay bir sulak alan altında yok olmaması için Özcan hocamızın adıyla bu türü yaşatalım ve özdeşleştirelim istedik. Bu yüzden türün ismini Ekimia ozcan-secmenii olarak adlandırmayı uygun gördük.’’