İTBF’de Raymond Roussel’in Locus Solus Romanı Üzerine Söyleşi Düzenlendi
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF) Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün Oyunbozan Sanat Topluluğu bünyesinde “Ametist Sayfalar: Raymond Roussel’in Locus Solus Romanı Üzerine Söyleşi” adlı etkinlik gerçekleştirildi.
Söyleşinin başında, konuşmacılardan Fethiye Tunç, André Breton, Jean Cocteau, Louis Aragon, Paul Éluard ve Georges Perec'in hayran olduğu gerçeküstücülerin öncüsü olan Raymond Roussel’in eserlerinin çok karmaşık olması nedeniyle nispeten az okunan bir yazar olduğunu belirtti. Roussel’in biyografisinin çarpıcı noktalarına değinen Tunç, eserlerinin başarısızlığı dolayısıyla depresyona girerek psikiyatri kliniğine kapatıldığına ve tedavi edildikten sonra bu durumu De l’angoisse à l’extase adlı eserinde anlattığına dikkat çekti.Konuşmacılardan Deniz Öztekin, Roussel’in Jules Verne’e olan hayranlığından, bilim sevgisinden ve bilimsel buluşlara ve makinelere olan tutkusundan söz etti ve romanı bu izlekler üzerine değerlendirdi.
Konuşmasına Robert Desnos’un Roussel için söylediği «Nous sommes la claque et vous êtes la joue» sözünü açıklayarak başlayan Can Arısan bu sözdeki kelime oyunlarına ve genelde Roussel “yazı”sının karakteristik özelliği olan çift anlamlılığa, kullandığı sözcüklerin çeşitli harflerini değiştirerek metne kattığı bükülgenliğe, çok katmanlılığa, çoğul anlamlara vurgu yaptı. Roussel metinlerini bu şekilde okumanın yarattığı heyecana değindi. Locus Solus da kan ögesinin oldukça yoğun olarak göze çarptığına değinen Arısan romanı bu izlek üzerinden de değerlendirdi. Bir metni anlambilimsel olarak değil de göstergebilimsel olarak değerlendirmenin daha sağlıklı sonuçlar vereceğini söyleyerek sözlerine başlayan Eylem Güngör Balkıs, Roussel’in biyografisinin karanlık taraflarını da gözler önüne sererek Locus Solus’u, Freud’a da göndermeler yaparak psikanalitik yaklaşımla değerlendirdi. Roussel’in Locus Solus’ta kullandığı bazı kelime ve sayıların yazarı nasıl ele verdiğini örneksemelerle açıklayan Balkıs hiçbir kelime ve sayının (özellikle 11, 12) rastgele seçilmediğini vurguladı.
Lokus Solus’un masallardan, mitik öykülerden, makinelerin, ilginç bilimsel fantezilerin öyküsüne uzanan bir yolculuk romanı olduğuna dikkat çeken Batuhan Çağlayan, Roussel’in söyleminde gelenekle geleceğin teklikte buluştuğunu söyledi. Tekrarlar, kopyalar, benzerler, çokluk içinde, bir hiçlik deneyimiyle birlikte yol ayrımlarında kaybolarak ‘tek’e ulaşıldığını vurgulayan Çağlayan, bu ‘tek’in aynı zamanda evrenin oluşun, varlığın düşüncesini de temsil ettiğini vurguladı.
Son olarak, Lokus Solus’ta masal, efsane, mitik hikâye, fantastik ve makinanın kol kola yürüdüğünü söyleyen Şevket Kadıoğlu, dilin son derce karmaşık düzeneği ile üretilen Roussel anlatılarının, Roussel makinalarının, Roussel bilimsel düşlemlerinin çoğu kez masalları ve efsaneleri de anlatı içine katarak, gerçek olarak algıladığımız bir evren dışında, bir düş evreninin, bir efsane evreninin, bir masal evreninin, bir bilimsel fantezi evreninin de, yaşamın bu döngüsel akışı, daha doğrusu tekrarı içinde olduğunu vurguladı. Efsane ve masalların yaşamsal döngüdeki öneminden hareketle hayatın böyle mekanik olarak canlandırılmasının bir anlamda dilin masalını yarattığına dikkat çeken Kadıoğlu, ezeli “mitlerin mekânının dilin mekânı” olduğunu söyledi.
Etkinliğe büyük ilgi gösteren Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencileri ve PAÜ’nün diğer bölümlerinden öğrenciler, okuduklarında kendileri için çok anlaşılmaz gelen Locus Solus romanının artık kendileri için daha açık hale geldiğini söyleyerek memnuniyetlerini belirttiler.