İTBF’de Akademi Buluşmalarının Dördüncüsü Gerçekleştirildi
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTBF)’nin düzenlediği Akademi Buluşmalarının dördüncüsü ‘Eski Mezopotamya Hukukunda Kadın’ başlığında Prof. Dr. İsmail Çetişli Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Etkinlikte Prof. Dr. Hanım Hande Duymuş Fiorioti, eski Mezopotamya kültürü ile ilgili katılımcılara bilgiler verdi. Prof. Dr. Duymuş Fiorioti sunumunda şunlardan bahsetti: “Eski Mezopotamya’da yaşamış olan toplumlar Sümer, Akad, Asur, Babil gibi farklı isimler taşımalarına rağmen ortak bir Mezopotamya kültürü yaratmayı başarmışlardır. Söz konusu toplumlar ataerkil yapıda olduğu için kız çocuk babasının hâkimiyeti altında yaşamaktadır. Evlilik yoluyla bu hâkimiyet kızın babasından damada geçmekte ve evlilik, kızın satın alınması esasına dayanmaktadır. Evlilikte erkek tarafı, kızın babasına bir başlık parası ödemekte ve kız da buna mukabil baba evinden çeyiz getirmektedir. Kızlar evlenirken çeyiz götürdükleri için baba mirasından pay alamamaktadırlar. Eğer baba, kız evlenmeden ölmüşse bu görev erkek kardeşlere geçmektedir. Evlilikler genellikle tek eşlilik ilkesine dayanırken, belirli şartların oluşması halinde bir kişinin birden fazla evlilik yapabilme hakkının olduğu da kanun maddelerinden anlaşılmaktadır. Örneğin çocuk sahibi olmak, neslin devamlılığını sağlaması açısından önemlidir ve bir kadının çocuğunun olmaması, çok eşliliğe sebebiyet verebilecek faktörler arasında bulunmaktadır. Evlilik sözleşmesi yoksa evlilik geçerli sayılmaz. Bunun için erkek, kadını, iki erkek şahidin huzurunda kendisine eş olarak aldığını ilan eder ve kadının başını kapatır. Kadının başının örtülmesi, çok kaba tabirle “sahipli” olduğu anlamına gelir. Günümüzde sözlenen ya da nişanlanan kızlar için “onun başı bağlandı” tabiri hala kullanılmaktadır. Günümüzde Güneydoğuda bazı bölgelerde bu anlamda “kızın başına peçe kondu” tabirinin kullanıldığı bilinmektedir. Eski Mezopotamya kanun metinlerinden kadına yönelik şiddete dair maddeler incelendiğinde, şiddetin, cinsel şiddet = tecavüz, sözlü şiddet = iftira ve fiziksel şiddet = çocuk düşürtme olarak algılanmış olduğu tespit edilmektedir. Bununla birlikte mağdur edilen kadının sosyal durumu (evli veya bekâr olması) ve sosyal statüsü (köle veya hür olması), suçlunun cezalandırılmasında belirleyici rol oynamıştır.”
Yapılan sunum ardından Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Durmuş Akalın, Prof. Dr. Hanım Hande Duymuş Fiorioti’ye hediye takdiminde bulundu.