Astım hastalarının sayısı gün geçtikte artıyor
Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neşe Dursunoğlu, ülkemizde yaklaşık 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan birinin astım hastası olduğunu ve astımın görülme sıklığının yıllar içinde giderek arttığını söyledi.
3 Mayıs Dünya Astım
Haftası olarak kutlanmaktadır. Astım; akciğer içi hava yollarında daralmaya
neden olan ve alevlenmeler (ataklar) ile seyreden müzmin (kronik) bir akciğer
hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür
iltihap nedeniyle hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan
hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi
belirtilerle kendini gösterir.
PAÜ Hastanesi
Göğüs Hastalıkları AD. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neşe Dursunoğlu astım hastalığı
hakkında yaptığı açıklamada; Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı
hastanın olduğunu, ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8
çocuktan birinin astım hastası olduğunu ve astımın görülme sıklığının
yıllar içinde giderek arttığını söyledi.
Astım
hastalığının bazı faktörleri bulunduğunu belirten Doç. Dr. Dursunoğlu, bu
faktörlerin kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruba ayrıldığını ifade
etti. Dursunoğlu, “Kişisel risk faktörleri içinde kalıtım yani genetik yapı,
cinsiyet ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise kalıtsal olarak
yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar
alerjenler, tekrarlayan akciğer
infeksiyonları, sigara dumanına maruziyet, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava
kirliliği ve beslenme tarzıdır” dedi.
Astım tedavisinin amacının
hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesi
olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dursunoğlu ;“Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili
gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisi ile
astımlılar iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi
bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Astım ilaçlarının büyük bir
kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha
az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar,
özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım
şeklinin mutlaka bir uzman tarafından hastalara gösterilmesi gerekir” diye
konuştu.