PAÜ’nün Ortağı Olduğu Proje TÜBİTAK’tan Destek Aldı
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ), Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ve Karesi Polyester ve Petrokimya Sanayi A.Ş. iş birliği ile sunulan “Volkanik Mineral Katkılı Polyester İpliklerden Mamul Solar Koruma ve Termal Özellikleri İyileştirilmiş Teknik Kumaşların Geliştirilmesi” konulu 1505-Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı Projesi, TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı.

Farklı katkı malzemeleri kullanılarak farklı kesit geometrilerine sahip, ultraviyole (UV) ışınlarına karşı dayanımı artırılmış ipliklerin geliştirilmesi amaçlanan proje kapsamında elde edilen ipliklerden, solar koruma kapasitesi ve termal performansı iyileştirilmiş teknik tekstil kumaşlarının üretilmesi hedeflendi. Prof. Dr. Erhan Kenan Çeven’in yürütücülüğünde gerçekleşecek proje ekibinde Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gizem Karakan Günaydın da araştırmacı olarak yer alıyor. Proje ekibinde ayrıca Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Semiha Eren, Karesi Polyester ve Petrokimya Sanayi A.Ş firmasından Tekstil Mühendisi İrem Özyurt yer alıyor.
Proje ekibinin verdiği bilgiye göre proje kapsamında, fonksiyonel kumaşların geliştirilmesi hedeflenerek, solar koruma ve termal konfor özelliklerinin bir araya getirilerek kritik kullanıcı ihtiyaçlarına bütüncül bir çözüm sunulması amaçlandı. Bu doğrultuda, farklı volkanik mineral katkılı ve özel kesit tasarımlarına sahip liflerden üretilen ipliklerle dokunmuş kumaşların, performans özellikleri ile birlikte ısıl yalıtım ve solar koruyucu nitelikleri istatistiksel yaklaşımlar doğrultusunda değerlendirilecek. Özellikle perde, çadır-branda gibi uygulama alanlarına yönelik geliştirilecek bu kumaşlar, mevcut pazardaki ürünlerden farklı olarak çok işlevli faydalar sunacak. Düşük solar enerji geçirgenliği özelliği sayesinde ortam sıcaklıklarının kontrolü sağlanırken; solar koruma yetisi, güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı etkin bir bariyer oluşturarak ürünlerin solma ve fiziksel hasar risklerini azaltıyor. Bu iki temel özelliğin entegre biçimde tasarlanması, kullanıcı beklenti ve gereksinimlerinin karşılanmasında önemli bir avantaj sunuyor. Böylelikle geliştirilen ürünlerin, hem fonksiyonellik hem de kullanıcı deneyimi açısından değer yaratarak, yaşamı daha konforlu ve güvenli hâle getirmesi hedefleniyor.