Omurga Sağlığınızı İhmal Etmeyin: Ankilozan Spondilit Farkındalık Günü

07.05.2025
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Romatoloji Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş, 7 Mayıs Ankilozan Spondilit Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, toplumda genellikle ihmal edilen bel ve sırt ağrılarının, omurgayı etkileyen ciddi bir hastalığın belirtisi olabileceğini belirtti. Erken tanı ve uygun tedaviyle hastalığın ilerlemesinin önlenebileceğine dikkat çekti.

PAÜ Hastaneleri İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Romatoloji Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş yaptığı açıklamada şu bilgileri paylaştı: “Ankilozan Spondilit (AS), omurgayı ve sakroiliak eklemleri tutan, tedavi edilmediğinde omurgada kalıcı hareket kısıtlılığı oluşturan iltihaplı bel romatizması olarak halk arasında bilinir. Halen AS tanısının tüm dünyada gecikmeli tanı aldığı bilinmektedir. Bunun nedeninin hasta ve hastayı ilk değerlendiren hekimdeki AS ilişkili farkındalığın az olduğu bildirilmiştir. AS yetişkinlerin yaklaşık yüzde 0,5’ini etkiler ve genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar. Erkeklerde daha sık görülür. Genetik yatkınlığın rolü bu hastalarda iyi bilinmektedir. Ailede AS varlığı, şüphelenilen hastada yol gösterici olabilir. Ankilozan Spondilit (AS), 3 aydan uzun süren bel, kalça ve/veya sırt ağrısı varsa, ağrı dinlenmeyle artıyor, hareketle azalıyor ve sabahları 30 dakikadan uzun süren bel tutukluluğu oluyorsa, genç yaşta ilk akla getirilmesi gereken hastalıktır.”

Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş: “Tanı alan hastaların sigarayı bırakmalarının olumlu etkisi tartışılmaz düzeyde büyüktür.”

Dr. Öğr. Üyesi Ulutaş, hastalarda tüm omurga dışında periferik eklemler (kalça ve omuz eklemleri dışındaki uzuv eklemleri) ve entezis (tendonların ve bağların kemiklere bağlandığı yerlerin iltihaplanması) alanlarında da tutulum görülebileceğini söyledi.  Diz gibi büyük eklemlerde şişme, hareketsizlik sonrası oluşan topuk ağrılarının tanı açısından şüphelendirici olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Ulutaş, diğer sistemlere yönelik üveit (göz iltihabı), psöriyazis (cilt bozukluğu) veya inflamatuar bağırsak hastalıklarının bu hasta grubunda görülebildiğini vurguladı.

Dr. Öğr. Üyesi Firdevs Ulutaş sözlerine şöyle devam etti: “AS, erken tanınıp tedavi edilmediğinde omurgada kalıcı hareket kısıtlılığı ve kamburluk oluşturabilir. Son yıllarda Manyetik Rezonans (MRI) görüntülemenin yaygın kullanılmasıyla, radyografik hasar gelişmeden erken dönemde tanı alan hastaların sayısı artmıştır. Omurgadaki inflamasyonun erken dönemde baskılanması, radyografik hasarı önleyebilmektedir. Uzun dönemde hastanın fonksiyonelliğine katkı sağlamaktadır.  Erken teşhis, düzenli egzersiz ve uygun tedavi ajanları ile hastaların sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi mümkündür. Tanı alan hastaların sigarayı bırakmalarının olumlu etkisi tartışılmaz düzeyde büyüktür. AS kronik iltihabi bir romatizmal hastalıktır, tedavi ve takip süreci hasta ve hekiminin ortak kararı ile yürütülmelidir. Hekim önerisi almadan hasta tedaviyi sonlandırmamalıdır. AS ile ilgili hastaların ve tüm hekimlerin farkındalığının artması, erken tanı ve tedavinin yönetilmesinde önemli rol oynar.”

İlgili Haberler