Meme Kanserinde Erken Tanı Hayat Kurtarıyor, Tekrar Riskini Azaltıyor

09.10.2025
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nuran Sabir Akkoyunlu ve Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Gamze Gököz Doğu, meme kanserinde erken teşhisin sadece hastalığı yenmek için değil, kanserin tekrarlama riskini azaltmak açısından da hayati önem taşıdığını vurguladı.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Nuran Sabir Akkoyunlu yaptığı açıklamada şunlara değindi: “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her 8 kadından birinde meme kanseri riski bulunuyor. Bu oran, ne kadar ciddi bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu net şekilde ortaya koyuyor. Bizim en çok üzerinde durduğumuz konu, erken teşhisin hayati önem taşıdığı gerçeğidir. Erken dönemde tespit edilen meme kanserinde tedavi şansı çok daha yüksek oluyor ve aynı zamanda hastanın yaşam kalitesi korunabiliyor. Özellikle 40 yaşını geçen kadınların mutlaka düzenli olarak mamografi çektirmesini tavsiye ediyoruz. Ne kadar erken tanıya ulaşabilirsek, toplum genelinde o kadar fazla kişiye erken tedavi imkânı sunabiliyoruz. Ayrıca çok erken evrede yakalanan vakalarda, hastalığın tekrarlama riski de son derece düşük oluyor. Bu konu sadece kadınları ilgilendirmiyor. Erkeklerde de her ne kadar az görülse de meme kanseri vakaları karşımıza çıkıyor. Erkek hastalarımızın da memede sertlik ya da şüpheli bir kitle fark ettiklerinde mutlaka muayeneye başvurmaları gerekiyor. Erken teşhis sayesinde gereksiz tedavi yöntemlerinden kaçınabiliyoruz. Bu da hem hastanın tedavi sürecini daha kolay atlatmasına hem de uzun vadede daha başarılı sonuçlara ulaşmamıza katkı sağlıyor. Daha az agresif tedavi yöntemleriyle hastalığı kontrol altına alabiliyoruz. Bu hem fiziksel hem de psikolojik açıdan hastalar için çok kıymetli bir avantaj.”

“Erken tanı, sadece tedavi değil, geleceği de korur”

Prof. Dr. Gamze Gököz Doğu: “Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü. Genelde ileri yaş hastalığı olarak bilinse de artık genç yaşlarda da karşılaşıyoruz. Özellikle ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan ve genetik risk taşımayan bireylerde bile 20’li yaşlardan itibaren kendi kendine muayene ve klinik kontrolleri öneriyoruz. 40 yaşından itibaren ise düzenli mamografi taraması mutlaka yapılmalı. Gençler bazen 'Ben gencim, sağlıklıyım' diye düşünerek ihmalkâr davranabiliyor. Ancak biz ne kadar erken dönemde teşhis koyarsak, tedavi şansımız o kadar yüksek, sonuçlarımız da yüz güldürücü oluyor. Aynı zamanda hastayı gereksiz ve ağır tedavi süreçlerinden korumuş oluyoruz. Meme kanserinde risk faktörleri arasında uzun dönem doğum kontrol tedavisi, uzun süreli hormon tedavileri, sigara ve alkol tüketimi de yer alıyor. Bu konularda da kadınlarımızın bilinçli olması önemli. Erken teşhisle birlikte tedavi süreci hem daha konforlu geçiyor hem de hastalık yayılmadan müdahale edilebiliyor. Bu da kür (tam iyileşme) şansını çok ciddi oranda artırıyor. Öyle ki, meme kanserini erken dönemde yakalarsak yüzde 100'e yakın bir iyileşme şansımız var.” şeklinde konuştu.

İlgili Haberler