DENİZLİ TEKSTİLİ UZUN YILLAR BABADAĞLI BÜYÜK FİRMALARIN ETKİSİNDE OLACAK

16.09.2016

Arş. Gör. Dr. Mustafa Gültekin’in Denizli tekstili konusunda yaptığı doktora tez çalışması “Denizli tekstili uzun yıllar Babadağlı büyük firmaların etkisinde olacak” sonucunu ortaya koydu.

Pamukkale Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Arş. Gör. Dr. Mustafa Gültekin, “Denizli Kentindeki Babadağlı ve Buldanlı Aile İşletmelerinde Sosyal Sermayenin İşleyiş Mekanizmaları” konulu doktora tez çalışması yaptı. Gültekin’in yaklaşık bir buçuk yıl süren alan çalışması sonucunda çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Aynı zamanda “Sosyal Sermaye, Denizli Tekstil Sanayisi, Babadağlı ve Buldanlı Aile Firmaları” adlı kitap çıkaran Dr. Gültekin, firma yönetim kadrolarındaki kuşak değişikliği ve etkileri, firma yapıları, rekabet ve gelecekte Denizli tekstilinin hangi durumda olacağı gibi konuları kaleme aldı.

Arş. Gör. Dr. Mustafa Gültekin, sayıca en fazla sanayicinin çıktığı beldenin Babadağ olduğunu belirterek, şunları söyledi;

“1980 sonrasında Türkiye’de ihracat yönelimli kalkınmacı bir politikayı benimsemiş olan devletin Denizli tekstiline sağladığı katkılar tartışılmaz. Bu tarihlerden itibaren devletin düzenli olarak sağladığı alt yapı destekleri ve yatırım teşvikleriyle, uluslararası dağıtım zincirleri olan firmaların taşeronu olan firmaların –başı çeken firmalar kendi markalarını da oluşturmuş olsa da- büyük çoğunluğunun Babadağlı olması, özellikle araştırmacıların dikkatini celbetmekte. Sektörde Babadağlıların yanı sıra Buldanlı, Kızılcabölüklü-Tavaslı, Kaleli sanayiciler olmasına karşın,  Babadağ hem sayıca en fazla sanayicinin çıktığı belde özelliği taşımakta hem de sektördeki en büyük firmaların büyük çoğunluğunun doğdukları (en azından birinci kuşakların) yeri temsil etmektedir. 2012 yılının son çeyreğinden 2013 yılının sonuna kadar yürüttüğümüz bu araştırmada da bazı çarpıcı yanlar göze çarpmaktadır.

EĞİTİM TEZATLIĞI VAR

Firmayı Babadağ beldesinde küçük ölçekli bir işletme olarak kurduktan sonra Denizli’ye göç eden birinci kuşaklarla, doğal olarak Denizli merkezde doğan çocuklarının aldıkları eğitim çarpıcı bir biçimde tezatlık göstermektedir. İlk kuşak firma sahipleri ilkokul düzeyinde bir formel eğitim alabilmelerine karşın, 2. Kuşak ve 3. Kuşak aile fertlerinden erkek olanlar özellikle yabancı dil eğitimi veren ve İşletme ve Yönetim Bilimleri ağırlıklı olan branşlarda eğitim görmüşlerdir. Böylece, Babadağlı baskın konumdaki firmaların küresel piyasanın gelişimine uygun biçimde, şu an yönetimde yer alan ve ileriki yıllarda yönetimde söz sahibi olacak ikinci ve üçüncü kuşaklarına, firmanın piyasadaki konumunu daha ileriye taşıyacak eğitim süreçlerinden geçirdikleri görülmüştür. Bununla beraber, günümüzde birinci kuşakların yanında çalışan ya da işi tamamen devralmış ikinci kuşakların/üçüncü kuşakların, özellikle 2000’li yıllardan itibaren firma yönetiminde söz sahibi olmaya başladığı bir sürecin de başladığı görülmektedir. Firmayı kuran birinci kuşaklar yavaş yavaş firma idaresini çocuklara devretmelerine karşın, birinci kuşaklar sık sık danışılan kişi olarak sembolik gücü hala ellerinde bulundurmaktadır. İşlerinin başında bulunan birinci kuşaklar ise hala işlerde son sözü söyleme tekeline sahip gözükmektedirler.

“ERKEK EGEMEN” YAPI

Ayrıca, Denizli tekstil iş kolundaki Babadağlı tepe firmaların gelecekteki sahiplerinin erkek çocuklar olması istendiğinden,  özellikle erkek çocuklara yönelik yatırım yönelimli eğitim stratejileri üretilmektedir. Tepe konumdaki Babadağlı firmalarda “erkek egemen” yapının orta ölçekli firmalarda da geçerli olduğu gözlenmiştir.

AİLE DIŞINDAN KİMSE ALINMIYOR

Görüştüğümüz Babadağlı büyük ölçekli ve orta ölçekli firmalarda tekstil sektörünün yapısından dolayı bazı ilginç yanlar yine göze çarpmaktadır. Örneğin, firmanın yönetim kuruluna aile dışı bir üyenin neredeyse alınmadığı ve sermaye kontrolünün üye erkeklerden birinin (özellikle aile reisi olarak görülen babanın) hâkimiyetinde olduğu bir yapı hâkimdir. Böylelikle hem son karar verici olarak sadece aile üyelerine açık olan, aile dışına kapalı bir yapı hâkim olduğu görülmektedir.

HEM DAYANIŞMA HEM REKABET

Çalışmanın bir başka göze çarpan yanını oluşturan ve Denizli tekstilinin geleceğiyle ilgili ipuçlarını da yakalamamıza izin veren şöyle bir yapı gözlenmiştir:  Piyasanın büyük kısmını kontrol eden Babadağlı firmalar, aralarında hem çıkar temelli güçlü dayanışma ağları kurmuşlardır hem de aralarında yüksek düzeyde rekabet içerisine girmişlerdir. Yani, aynı firmalarla hem rekabetin hem dayanışmanın yaşandığı ilginç bir piyasa mevcuttur. Denizli’nin yüzyıllar öncesine dayanan aralarında fason iş yapma ve fason iş yaptırma kültürü günümüzde hala devam etmekte olmasına rağmen, aralarında hiyerarşik yapıdan dolayı bu işbirliği özellikle iş kolunda görece baskın konumda olan Babadağlı firmaların istekleri ve çıkarları doğrultusunda ilerlemektedir. 

İlgili Haberler